Sözün bittiği yerdeyim
Bıraktım rüzgara çıkmazlarımı ne gökte ne yerdeyim
Ayaklarımın üstünde gezdiğim bunca sene deli divane
Kaç günaha yazıldı adım
kaç serseri kurşundan kaçtı adımlarım
Kim bilir kaç hastaya oldu şifa
kaç dertliye deva
Yirmi dört saati çekiştirdim sağa sola
Ne ayları sayacak kadar
ne yıllara çentik atacak kadar zamanım oldu
Kaç öykünün kahramanı kim bilir bana benzer
ya da kaç öykü kim bilir benim gölgemi izler
Ya aşk
/Aşk gelince cümle eksikler biter/ demiş Yunus Emre
Dünyaya egemen olan da
yok olup giden de duramaz aşk karşısında
Sen öyle san
Kays’ın ya da Aşk’ın vardığı İlahi noktada
hemdem olamaz her ikisi de tecelli ateşiyle
Ey Aşk nerelerdesin
Fuzuli’nin kaleminde
Beni Amir Kabilesi’nin kızgın Necd çöllerinde mi unutuldun yoksa
Beni Muhabbet Kabilesi’nde Şeyh Galip’le birlikte yas mı tutmaktasın
Biliyorum, sığıntı mutluluklarla olmaz işin
Ne dağlar kaldı delinecek
ne de Sühan sayesinde kurtulacak derin kuyular
Genç Werther’in karşılıksız sevgisinden geriye kalan sadece mektuplar
Yoksa Wilhelm’lar mı kalmadı hayatımızda
bu sevdanın yaşayan kahramanı olacak
Zor değil bu soruları cevaplamak
Al gülüm ver gülüm sevdalar kaldı yerine
Bir devri hengame ki yaşadığımız
can derdindeyiz
Egolarımız tavan
Ne kendimizi yeterince sevmeyi öğrenebildik
ne de bir başkasını inan
Artık canımızdan geçmek yerine
can alıyor damarlarımızda kirlenen kan
Bir yarasa gibi biliyoruz dişlerimizi
Güçlenmek için kolluyoruz güçsüzün zayıf anını
Sıradan bir sokak ortasında
ya da dünyanın bir ucunda ne fark eder
Vermenin aptallık, almanın fazilet sayıldığı
şiddet egemen bir acunda
göstermelik değil de nedir mutluluklar
Hilal ErboyacıKayıt Tarihi : 19.3.2012 14:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!