Bir hazan sabahında çekip gideceğim buralardan.
Zamanın sarartıp soldurduğu satırlara,
Bir de küçük not bırakıp gideceğim.
Bir başka şehrin kalabalığında bulacağım kendimi.
İmlası bozuk tümcelerin hükümranlığında şiirler yazacağım sana.
Genzimi yakacak buhranın, özlemin ruhumu yırtacak...
Bıkmışlığın, usanmışlığın buzulunda sigaralar yakacağım yalnızlığıma.
Solgun bir gül unutturacak kokunu, çığlıklar sesini, derken rüzgar savuracak sana dair her şeyi; anılarımızı maziyi.
Uzadıkça uzayan yolculuklarda, yorgun gözlerle bakacağım uzaklara.
Bambaşka ufukların sonsuzluğuna bırakacağım seni,
Bir gece yarısı ansızın fırlayıp kâbuslarımdan, yüreğime dolduracağım sabaha hasretini gecenin.
Ayak seslerim yankılanacak usul usul sahillerinde şehrin.
Saltanatına son vermek için yeisin, kılıç sesleri arasında umudun coşkun marşına sunacağım yüreğimi.
Sonra... Yalnızlar rıhtımından denize atacağım bedenini.
Sana söz veriyorum... Unutacağım seni...
Kayıt Tarihi : 14.4.2017 09:08:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi yok bu şiirin sine doluyor tümcelerle , kalemi sitem kusuyor ...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!