Koptu inceldiği yerden, al işte!
Bıçak kemiğe dayandı, seller azdı…
Bir anlaşmazlık, bir anlaşılmazlık var bu işte!
Bitti nihayet, aşka bakılırsa, çektiklerimiz azdı…
Bağlar, bağlamlar, bağlantılar koptu!
Sadakat, riayet, feragat; hepsi yoklar…
Aşk, can, cici; siyaha çalan sevda birer koftu!
Şimdi ayrılıklar, gözyaşları, hezimetler bizi yoklar…
Üçüncü bir müdahaleye etmedi toprak müsaade!
Yapraklar solmakta bir kez de biz yoluna…
Kıvamımda sen solumaktayken ben, senden ziyade!
Birileri fısıldıyor: “ ben sonuma, sen yoluna”…
Bir şehirlerarası otobüs daha belirdi ufukta!
Bir yol boyu daha hüzün aldım soluma…
Bir kaçış daha; umut da nokta, ufuk da!
Birileri fısıldıyor: “yeter artık, naçar soluma”…
Kumbaramda hasretler, kalp kırıkları, yoz doğumlar!
Bozuk çalıyorum, bozdurup bozdurup harcıyorum…
Beni eli tutulur, gözü görülür bir güzel değil, tekerrürlerim doğrular!
İntiharla meşgulüm şu sıralar; son jetonumu harcıyorum...
2006
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta