Meçhul birince yazılmış bir falı çektirmektense bir tavşan veya güvercine
(Kimin için, ne zaman, nerede ve ne amaçla yazıldığı belli bile olmayan
Okunduktan sonra tekrar yerine konulan, belki de sahibini hiç bulmayan)
Boş yere para kaptırmaktansa yalancının birine ve hizmetçisi üç beş cine
(Saçı uzun, ağzı çarpık, yarım yamalak konuşmasıyla ilgi çeken bir kâhine)
Servet ödemektense anlamlandırsın diye kahve fincanındaki tuhaf şekilleri
Ve yeniden ateşlesin diye bitmiş bir aşkın ardında kalan sönmüş külleri
(Avını bekleyen bir falcıya, cafe yapılmış bir mekânda eski bir kilise yerine
Ki herkese, üç-beş güne kalmaz sevgilin dönecek sana geri diyor serseri!)
İster fal diyelim adına, istersen kura
Düşmemişken tuzak olan bu çukura
Sen ve ben,
Serip altına kilimleri dizi dizi
Kelime silkelim bugün sözlükten;
Kızıla boyanmış olsun gökyüzü,
Yaz sonu, sonbahar başı hoş bir akşamüstü olsun zaman,
Serinden ziyade sıcağa kaçan, ılıman;
Olgunlaşmış kelimeler
Dökülsün birer ikişer;
Bakalım hangimize neler düşer?
Toplayıp dökülenleri,
Faldaki umut gibi
Yıkamadan- dut gibi,
Erik ve armut gibi-
Seçmeden, ayırmadan
Kimisini kayırmadan
Anlamaya çalışalım denenleri.
“Peki! ”…
Düşen kelimeler (benim topladıklarım)
Şöyle şeyler diyorlar sanırım:
Yürümek, konuşmak
Yemek- içmek, okuyup yazmak
Yatıp uyumak, gezip tozmak
Yetmez “Yaşıyorum” demeye nefes almak;
Yaşamak sevmek demektir, muhabbettir.
Aşksız hayata yaşam demek ihanettir;
Evladır ölmek.
Herkesi kendisi bilmeyene
Kendini sever gibi sevmeyene
Yüreği iri denmez.
Işığa pervane olmayana
Varını yoksula vermeyene
Vatanı uğruna ölmeyene
Sağ denir, diri denmez.
Elleri tutulmayana
Omzunda yatılmayana
Aşk odunda yanmayana
Ham denir, tamam denmez.
Yaşamın bin bir türüne
Her zaman ve her birine
Yaşama hakkı vermeyene
Bu hakkı kutsal görmeyene
Adam denmez.
Nasıl az gelirse baharı sadece nisan bilmek
Az gelir varlığı sadece insan bilmek,
Haram babam haram
Kendini veya başkasını öldürmek!
Aşkı bilip yaşayanın:
Özü bir sözü birdir;
Sır verirsen ona sırdır
O civandır, bahadırdır,
Yaz olur her kışına.
Gülümser güneş gibi
Herkese kardeş gibi
Isıtır içini insanın
Sobada ateş gibi.
Doğrularla olmazsan
Doğru yöne dönmezsen
Rüzgâr mıdır hep ters esen?
Ya sen?
Fire vermeden çıkmış tohumlar kara kıştan
Adam boyu buğdaylar, başak büyük karıştan.
Üzümler, işaret parmağımın iki boğumu
Noksansız tamamlamış tüm koyunlar doğumu.
Bakır yeşiline çalan çimenler kaplamış yolu
Sarkıt berraklığında su, dereler balık dolu.
Temiz tütüyor bacalar, kirli değil atmosfer
Yerli yerinde her şey, oturmuş bak dengeler.
Pırıl pırıl geceler rüya değilmiş meğer.
Meyhaneden çıkan adam elbette rakı kokar, içki kokar
Ağılda, ahırda yaşayan elbette hayvan kokar, dışkı kokar.
Birinin büyüttükleri et-süt olarak sofrana gelir günün birinde
Kendisi dâhil, kimseye faydalı bir şey bulamazsın diğerinde.
İyi bir insan idiyse baban, vardır elbet sağ kalan iyi dostları
Vefa odur ki baban gibi bilirsin babandan sonra onları.
Derler ki, yağmur düşünce duvağına gelinin,
Tabutuna ölünün
Bereketlenir ölüm, bereketlenir düğün;
Boş ver! O gün sadece yağmurlu bir gün.
Sen öyle bir insan ol ki sıkıntı görmesin senden hiçbir insan
Evlendiğin zaman, öldüğün zaman olmasın donan ya da ıslanan.
Günahtan kirlenmiş kalpleri temizleyen tek şeydir gözyaşı
Taşlaşmış kalpleri yumuşatandır, eritir üstüne düştüğü taşı.
“Allah’ım! Seni çok seviyorum” demek geliyor içimden
Aklım da diyor ki “De o zaman! Neden korkuyorsun ve kimden?
Yok O’nu korumayı kendine görev sanan mahalle delikanlıları
O’dur can verip yaratan, rızk verip yaşatan, seven seni ve onları.”
Başımı keserim kurşuna dönecek bir düşünce gelse aklıma
Barış içinde bir dünyadır hayalim, öyle ki dokunulmaz kılıma.
Yumup durma elini, haydi göster! Hangileri sendeki kelimeler?
Şaşırdın mı? Kelimeler de adamına göreymiş değil mi meğer?
Sevmediysen, anlamlı gelmediyse elindeki kelimeler eğer
Dök gitsin! Zaten el falına çok uygun avucundaki çizgiler!
İnsan, ne dilerse – Allah da dilerse- dileğine uygun olarak yaratılır sebepler
Diploma almayı hak ettiren bilgi budur. Mezunsun; savrulsun şimdi kepler!
Kayıt Tarihi : 10.2.2009 11:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ÜMRANİYE BELEDİYESİ ŞİİR YARIŞMASINA KATILMIŞTIR.SONUÇ SIFIR...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!