Sözler Yatırır En Çokta Dik Duruşları.

Sözler:
Umutlara atımlık, kahrın namlusuna sürülmüş;
yorgun barutun ateşinde güdümlenecek sözler.
İmlası bir kalbe kadar yedi yirmidört kalibrelik
dili çekili bir horoz, hazır atımlık sözler;
menzile yeter mi? Aşk döker mi Allah aşkına
kurban mı katilini seçer hedefe koyar kalbini! ..
Katil mi canidir hep bu gönül pusularında.
Ah sözler... Ne çok atıldılar boş sevişlere
olur da değer birisine gibilerden...
Ortalık infaz yeri, dudaklar katil, bedenler arıza
bir tadımlık yatağa ücret mukabili
sıkılmış sözler...

- Şarkılara kıydılar
ayın ışığına, sırrına gizliliğin!

Yüreğinde kan var sevginin, ceset kokusu!
Ölüm sargın ah bu canilik! Söylen di uzun uzun
dehşetin makamı,
ritm var, tiz bir senfoni... Sarıldılar!
Şehveti uçurdular, buçuklu majörlerden
yıktılar evini ayın, en güzel mehtaplarda.

Sorulmuyor:
Açılmıyor cümle kapısı, yücelik devrilmiş.
Kararlı bir saptırma, bir ayin yortusu tutturulmuş,
babın ikinci paragrafında ihanetler;
inancın kadehinde şarap, lütufa nail!
Kutsanıyor vicdan, cesetleri kalkmış mezarlar boş
her ceset yerine bir anlam ölüyor.
İnsan ölüyor, doğuyor yerine şeytanın çocuğu.

İncindi
savaklar da tecavüze giren onur
masumluk şehvetin altında incindi.
Rüzgar getirdi kayıplara karışmadan
bir günahın yorgun boşalma telaşını.
Metruk uzaklarda dönen bu
sözüm ona insanlık ayıbı, döl tutma!
Çoğalma kaygısından
yüreğin ta içi incindi.

Sözler
Ok gibi, kurşun gibi... Aşk gibi sevgiden
ölüm gibi hüzünden, yüreğe kurulu.
Gurur gibi doğrudan geçtiyse yolu;
sözler aydınlatır bütün karanlıkları.
Sözler;
sözler yatırır en çokta dik duruşları.
Hesaplı bir yalan, en karmaşık bir hata
ilk sözün nefes ile zamana karışması;
batırır güneşi, basit bir gölgenin ayak uçlarına.