Yılmaz Turpcu - Sözcük Irkcılığı (Makale ...

Yılmaz Turpcu
29

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir öykü kitabı yazdım, birkaç tane de yayınlanmamış, dostlarımla paylaştığım şiirlerim var.Yakın dostlarımdan, yazdıklarımla ilgili kullandığım sözcüklerin arı Türkçeden oluşmamış eleştirilerini düşündüm, bu dostlarımın da tıpkı yayın dünyasında da bulunan illa Türkçe (ARI) diye tutturan aydınlardan farkı olmadığını gördüm.İstisnalar dışındakileri kastederek biliyorum ki, ARI Türkçecilerimizin ülkemin yabancılaştırılması durumundaki tavırları, sözcükler konusundaki tavırları kadar sert değil.Şiir ve türküyü birbirine benzetirim.Biri duyguların yazıya dökülmesi, diğeri duyguların seslendirilişidir.Ve de ARI Türkçecilerimiz türküyü de çok sevdiklerini söylerler, hangi türkümüzde sözcükler mozaik değil.’Duygumu seslendiriyorum ben, öteden beri gelen ve de halkın benimsediği sözcükleri o an kullanıverdiysem, şimdi duygumun dışa vurumunu biçimlendireceğim diyemi çalışayım.’ Demezmi türküyü çığırıveren, geleceğe miras bırakan ozan,eleştirildiğinde.Bu sözcük ARI Türkçe değil diye dışlamak, tıpkı bu ARI Türk değil diye Türkiye’de doğup büyümüş, asker olmuş, iş adamı, garson vs. bir ermeni-rum vs. yuttaşı dışlamakla aynıdır.Aynı düşüncedir, ve bu da IRKÇILIKTIR.Aynı düşünce gibi sözcükleri(kelimeleri) dışlamak da ırkçılıktır, bu da sözcük ırkçılığıdır.
Ben, sözcüklerin ırkçısı değilim, devrimci, toplumcu, yazdıklarıyla düşünmeye sevk eden bir şair-yazar olmaya çalışıyorum.İnsan düşüncesinde Arapça, Farsça, Kürtçe, Lazca,…. Nece düşünürse düşünsün, düşüncesini hayata geçirebilecek cesareti de kendinde gören insanları olan bir dünya yaratmaya çalışmalıyız.
Ben yazılarımda, şiirlerimde, toplumun kanayan yarasını dile getirip çıkış yollarının olabileceği düşüncesini verebiliyorsam, sözcüklerimin kimi Arapçadan, kimi Farsçadan kimide ARI Türkçeden olsun ne fark eder.Öz Türkçeden oluşan bir yapıtı okuyup ‘Anlamadım’ diye kenara atılan yapıtlar vermekten iyidir diye düşündüm hep.

Tamamını Oku