Söz vermiştim anneme,
Ninnisine başka güfte eklemeyecektim.
Kovmayacaktım danaları,yeşil bostanımızdan.
Süt içecektim ak döşündeki gül kokulu bahardan.
Yarıp çıkacaktım tenhasında geceyi.
Kara patiskalara ak bulaştıracaktım göz yaşlarımla.
Ellerime bulaşan kirlere aldırmadan belki de
Çaresizce bakacaktım gidenlerin ardına...
Bu nasıl iş böyle,
Düşün düşün sonu gelmez mi hiç?
Çocuk düşlerim yarım,
Kirpiklerimde yalnızlık hüküm sürmekte.
Ve koskoca bir hayat,
Böyle sürüp gitmekte.
Ama neylersin ki anne,
Korkuyorum işte...
Söz vermiştim anneme,
Kaçırıp hayallerimi bir gece vakti,
İri tekerli otobüslerle yarışa tutuşacaktım.
Koşacaktım anıların peşinden.
Çocuksu bir gülüş satacaktım pazarda.
Alt tarafı bir kağıt helva fiyatına.
Çam kokulu yangınlara dökülecekti göz yaşım.
Söz dinlemedi işte anne;
Öfkemi saklayamadı kaşım.
Ve gül kokamadı ak sütünden miras kalma aşım.
Ansızın düşecektim pamuk şekercinin peşine.
Akşam sefâlarının sefâsı olacaktım hani.
Kıracaktım kolunu yalnızlığın.
Yırtacaktım tüm perdelerini ağlayarak.
Ama neylersin ki anne...
Korkuyorum işte...
Söz vermiştim anneme,
Ürperişlerin haykırışını, seyre dalacaktım,
Hayran olacaktım keklik bakışına cemalinin,
Serin göze başlarında susuzluğuma yanacaktım.
Gözlük camıma adını yazacaktım buğu ile
Rüzgarlarla konuşacaktım,
Selam yollayacaktım belki de.
Telaş ediyordum misafirliğin kısa sürerse diye,
Kapıdan görünüp de içeri girmezsin diye.
Çay içmeye bile kalmazsın diye.
Hatta kesecek karpuzlar ham çıkarsa diye.
Ama neylersin ki anne,
Korkuyorum işte...
Söz vermiştim anneme,
Umuduma umut olacaktı her halim,
Deniz, gözlerimden geçecekti,
Bir tarafı hep ziyan kalarak yani.
Mavi bir güvercin olacaktım,
Rüzgarları yaracaktım.
Mavi bir güvercin yani...
Ağzımda yeşil zeytin dalı.
Barışı sunacaktım,umutla çırparak kanatlarımı...
Kadife bakışlarımla, gece vaktinde yalın ayak,
Yürüyemedim...Salyalarında acı vardı gecenin.
Ve gerçeklere inanılmayacak kadar yalnızdı gençliğim.
Ama neylersin ki anne,
Korkuyorum işte...
Söz vermiştim anneme,
Aldırmayacaktım hazan rüzgarına,yılların
Hangi yandan eserse essin,susacaktım.
Sonra çay demleyecektim,yıldızlara,
İnce belli bir bardak ile sunacaktım.
Buyur Şimâl senin ki açık...
Buyur Süreyya senin ki en koyusundan.
Geceler yalnız çekilmez,
Ne olur gitmeyin,gitmeyin başucumdan.
Gece üstünü örtecektim kâmerin.
Olur ya üşürse diye belki...
Hasret diye düşecektim her an yüreğine,
Santim santim çürütecektim seni,
Turnalar yol alacaktı menzilimde,
Gemilerin rotasıydı gözlerim.
Ve her hücremde hüküm sürendi hasretin.
Ama neylerin ki anne,
Korkuyorum işte...
Kayıt Tarihi : 12.7.2006 09:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!