Nuran Aksoy Karakuş

ŞİİR

TAKİPÇİ

Söz ve Sükût*

''Konuşmadan önce söz senin esirindir, konuştuktan sonra sen onun esiri''

Söz ve Sükût

''Söz gümüş ise sükût altındır''
Sözün söz değilse sükût eylersin
Cahille atışma sözün sakındır
Sözün söz olduğu yerde söylersin
Hikmetle davranmak senin farkındır
Gerçeği bâtıldan ayırt edersin
Sözün özden ise Kur'an arkandır
Hakikati gözün öne serersin
'' Ya susarsın sen ya Hakkı söylersin''*
Bunu başarırsan istidatındır
Sıra sona geldi sonu gözlersin
Yanlış yola sapma ateş garkındır
Cehennem cennetten sana yakındır...

Nuran Aksoy
Mardin 12.09.2008 Cuma
s.04:20

.......................

p align='center'embed style='left: 0px; width: 300px; top: 1939px; height: 45px' src='http://www.serdengecti.org/modules/Flash_MP3_Player/EnStRuMaNteL FON/the seaside.mp3' width='300' height='45' type='audio/mpeg'/embed/p

İstidat: Yetenek, kabiliyet

''Sus gönlüm çok laf etme. Az söyle ki işimiz olgunlaşsın. Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın''.

-------

Gönül iklimlerini sayfama bahşeden
değerli şairlere çok teşekkür ederim..

-------

Oğul!

Konuşursan az konuş öz konuş,
İbreti alem için söz konuş,
Maksadın cehlin vurmaksa dışı
Durma a oğul durma! Yüz konuş

Bilal Özcan

Nuran Aksoy Karakuş
Kayıt Tarihi : 12.9.2008 20:05:00

Şiiri Değerlendir

Hikayesi:

''SÖZ BİLİRSEN BİR SÖZ SÖYLE ONDAN İBRET ALSINLAR, SÖZ BİLMEZSEN SÜKÛT EYLE SENİ ADAM SANSINLAR''

*Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: 'Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: 'Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun ya da sussun.' (Tirmizi, Kıyamet 51) Bir gün Resûl-i ekreme, “Yâ ResûlAllah! Müslümanın hangisi hayırlıdır” diye sorduğum zaman buyurdular ki: “Fakîrleri doyuran, tanıyıp-tanımadığı her Müslümana iltifât edendir.”

''Sustum… Konuş deseler de… Söz gümüşünü biriktiririm artık yamalı keselerde… Özüm her ne kadar kavrulsa da, Leyla menşeli vesveselerde… Veya… Kısıtlamış hülyalarım, açı ortayını yitirse de lüzumsuz hendeselerde… Söz dedim ya… Hani ağlamaklı baktığında kelam kesilen mevzu… İşte o artık bundan böyle, sözü geçmez köselerde… Sustum… Hakikatte susmak dil çeliğini örseler de… Neyse… Sustum''… .....................................

Bir gün bir dağ güneşle birlikte güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle ağaçlarının dallarını sallaya sallaya esneyerek gerindi. Güneş pırıl pırıl ufukta tam karşısından doğuyor, onunla arasında masmavi bir deniz çarşaf gibi günü karşılıyordu. Dedi ki, 'Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün güneş bana gülümseyerek gün başlıyor.' Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu. Martılar çoktan uyanmış, gökyüzünde dans ediyorlardı. O sırada dağ bir de baktı ki, eteklerinde bir minicik fare denize doğru yürüyor. 'İiiiiiiiihhhhhh, bu da ne? Bu küçük fare benim manzaramı şimdi neden bozuyor? ' Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve şöyle bir titredi. Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Fare sesi duyunca hemen bir yüksek kayanın üstüne sıçradı ve oraya yerleşti. Düşen taşlarda ona hiç bir zarar vermedi. Farecik de başladı denizin güzelliğini seyre... Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar oluşturuyordu. Deniz dağın sıkıntısını anladı ve dağa seslendi: 'Neden böyle bir günde bir küçük fare için mutsuzluk oyununa başlıyorsun ki? Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız. Sen de seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Güneş hiç bulutlara bozuluyor mu? Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyor mu? Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de burada. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE.' Dağ denize sordu: 'SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek? ' Deniz, 'Bak... Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin... Sustuğunda kendinden başkalarının söylediklerini duyabileceksin... Dinlediğindeyse onlardan öğrendiklerini uygulama fırsatı bulabileceksin...' (Alıntı)

''HAYIRLI SÖZ KERAMET, SÜKÛT SELAMETTİR! ''

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Abdülkadir Kalay

Eyvallah

Devamını Göster
0

0
Cevap Yaz

Rüstem Ahmet Gözübüyük

tebrikler şair e

Devamını Göster
0

0
Cevap Yaz

Mehmet Böke

Bir gerçegi dile getirmişsiniz.Kutlarım

Devamını Göster
0

0
Cevap Yaz

Erkan İnay

söz ağızdan çıkar,
dinleyen şahit tutar,
dinlemeyense onu yutar,
yerine gelirse vezir,
gelmezse rezil eder...
eline ve yüreğine sağlık

Devamını Göster
1

0
Cevap Yaz

Fatima Humeyra Kavak

'Konuşmadan önce söz senin esirindir, konuştuktan sonra sen onun esiri''

Tebrikler canim tebrikler...Konu itibari ile mükemmel bir siir, tesekkürler ediyorum... Huzurla kal sevgiler...

Güldeste siir grubu / muzda paylasiyorum...

Devamını Göster
0

0
Cevap Yaz