Suların ipliğini karanlık hesaplar pazara çıkarıp düşler ısmarlama kanaviçeler nakışladığın ahesteli yüreğime...Varmanın okunu, gitmenin yayında geriyordu biraz hak edilmişlikler.
Sensizliğin kokusu sinerdi, söz geçiremediğim sevda kitaplarımda. Seni beklerdim aşk bacası tütmeyen yalnızlar evimin balkonunda.Kendi malihulyalarında kaybolan bir çocuğun sana anne deme anındayım. Ve sen o zamanlar, içimdeki çocuk hasretini bilir misin? Nazar dualarıyla,duvaklarına annelik bantı takmaya gerek var mı ki?
Ben çocuktum,ben bebektim, ben aşıktım, kollarında,şimdi sensizliğin babasıyım,yalnızlığına emzik aldım. Günahları sana yazan,süt beyaz umutları doyuruyorum.Bir kelebeğin güneş ölümlerine gitme zamanı kadar hecelenmiş geceler ısmarladım.Aşkı fırına verdim, dilim dilim seni ayırdım sıcaklıklara. Aç,senfonileri tokluğumun tavlarında leyli besinler olarak aldım.
Liseli aşıklara öykü hayali büyür hayalimden:İki sevgili lise1 ‘den lise sona kadar hep aynı sınıfta,hep aynı sırada,okudular,büyüdüler, sevdiler.Genç kız,okulun son günleri dersler bitmiş,kuaföre gitmiş,süslenmiş okulun 4.katında aşkını beklemiş,delikanlı bir türlü gelmemiş.Direk onun evine doğru gitmiş.Evine yaklaştığında büyük bir kalabalık görmüş,gözlerinde yaşların seli cadde boyunca akmış.Anlamış gibiydi.Sormuş ölen kim? –Cevapla gözyaşları biraz daha artmış.Genç delikanlı,elinde bir demet kırmızı gülle karşıdan karşıya koşarak geçip okulda beklettiği sevgilisine gidiyordu,heyecandan farkında bile değilmiş.Araba çarpmış,ama biraz yaralanmış,ona aldığı güller yola savrulmuş,onları o yaralı halde toplarken,kan revan içinde aşktan başka,güllerden başka bir şey duymamış.İkinci bir kaza geçiriyor,kamyonun altında kalarak ellerindeki kırmızı güllerle can veriyor.Genç kız , mezarına gidiyor,o kırmızı gülleri alıyor,gözü yaşlı eve geliyor.Günler sonra okula gidiyor, elinde hala solmayan kırmızı gülü sınıfa gidiyor,4.kattaki
Okul giriş kapısına bakan pencereden bakıyor,aşkı orda onu bekliyor,gerçek sanarak pencereden en kısa yoldan ona gitmeyi düşünüyor.4.kattan aşağı düşmüş,cam kırıkları arasında,elinde aşkından kalma gülle oracıkta can veriyor,sevgilisinin ölümden 9 gün sonra “
Aşk tümcelerle, kısa anlatılarla, öznesiz hayatlarla, sensiz yüklemlere yaşanır mı ki? Onlar ömür boyu diğer dünyada beraber olacaklar.Ya bizim sevdamız,ya bizim okulumuz, seninle okula el ele gittiğimiz günleri hatırlıyor musun? Okuldaki bütün öğrencilerin gözde çift, örnek aşıklar diye hitap ettiği okulumuzu hatırlıyor musun? Piç ve pus zamanların tuzağından ders almamış bir hayatın kırıkları gitmelere ödev olur.
Haritasız acıların yüreğine hüzünlere aç yırtıcıların mevsimlik kaçışlarındayız.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
bağrı figan olmuş ,gözlerim yoları hayli zamandır
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta