Söz; düşmanın bile ağzından çıksa bir anlam ifade eder. Ağızdan çıktıktan sonra bir hüküm ifade eden söz'e değer atfetmeden 'pas' geçerseniz, bedelini -o sözün ağırlığı nisbetinde- siz ve etkileşiminizde olan çevreniz halka halka öder. O yüzden "her düşündüğünü söyleme ama her söylediğini düşün! " demiş Atalarımız.. iyi ki demişler.. hisse çıkarma sırası gelmişken payımıza düşeni almamız lazım bu altın değerindeki birikimden..tabii henüz fırsat varken.. Söz ustaları çıkıp etrafımızı aydınlatmış ve ne idüğümüzü apaçık göstermişler yakın tarihimizde.. oturup yeniden bir söz ustası çıksın da aydınlanalım diye beklemek yerine var olanı tamı tamına değerlendirip İrfan Mirası süzgecinden geçirip bir sonraki neslimize servis etmemiz gerekiyor.. boş durmak anlamsız.. değilse; teknolojinin baş döndürücülüğünün de cazibesiyle hızla tembelleşiyor ve bireyselleşiyoruz.. ihtiyaç duyulan emtia için bile "hurraaaa! " çılgınlığıyla hipermarketlere, eğlence sektörünü coşturmaya koşuyoruz gerçekte ne anlama geldiğini unuttuğumuz ama sadece kelimesinin çıplak anlamına sarıldığımız güncel gelenek tarzlarına.. sadece kısa bir bakışa dikkat çekerek kesiyorum bu uzayıp gidecek olan yazıyı... hani "İki günü birbirine eşit olan hüsrandadır" idi! .. nerde kaldı Kur'an odada asılı duruyor diye sabahlayan kahramanlar mantığı? .. bir dev mirasa sahip çıkma cehd-ü gayreti içinde olduğumuzu tüm dünyaya ilan ile iddia ederken bile yüzsüzleştik.. tarihimizin müstesna zarafet sahnelerinden yüksek şahsiyetler adeta sesleniyor: "bu ne küstahlık! "
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.