Söz Şiiri - Halil Topaç

Halil Topaç
228

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Söz

Bugün,
Aklıma neler geldi bilir misin?
Hatırlar mısın?
Perşembe günü bir öğle sıcağıydı.
Küçücük bir parkta oturmuştuk.
Tahtaları yarı çürük bir bankı,
Kendimize masa yapmıştık.
Bir yanında sen, bir yanında ben…
Kuzucukların da yanı başımızdaydı.
Gazete sayfasına, iki dilim beyaz peynir,
Birkaç domates biber, birkaç tane zeytin,
Yetecek kadar da,
Dilimlenmiş karpuz koymuştuk.
Bir ekmekle tıka basa yemiştik.
Hele karpuzu çatalsız yerken,
Ağzımıza, burnumuza,
Nasıl da bulaştırmıştık.
Bir birimize bakarak, ne kadar da gülmüştük.
Hala hatırladıkça, başımı sallayarak,
Kendi kendime gülümsüyorum.
Zengin bir çilingir sofrası diyemem ama!
Sade ve sevgiyle donanmış, gönül dolusu bir sofra...
Hatırlar mısın?
Beş on metre ötede,
Kuzucukların sesi, kulaklarımızı okşardı.
Papatyaları taç yapıp,
Bir sağa, bir sola, koşuşturup dururlardı.
Eve döndüğümüzde, kuzucukların,
Önümüzde elim sende oynarken,
Nefes nefese kalmışlardı.
Ağır adımlarla yürürken,
Sol elin, sağ elime düğümlenmişti sanki.
Sıcaklığı hala üzerimdeydi.
Bir ara yarı duraklayarak,
Derin ve masumca, yüzüme öylece bakmıştın.
Gözlerin gözlerime kenetlenmişti.
İlk defa, seni bu kadar heyecanlı görmüştüm.
Dudaklarını hafifçe titreterek,
Benden söz istemiştin.
Israrla,yeminle,hem de kaç defa.!
İçine mi ne, doğdu bu ayrılık?
Ayan mı oldu sana.?
Bana demiştin ki:
Eğer bir gün…
Hani bir gün olur yaa..!
Senden önce ölürsem, benim için ağlama.
Niye gittin? Diye kendine sorup üzülme.
Sakın haa…!
Gözüm arkada kalmasın.
Senden istediğim,
Beni kuzucuklarıma aratma.
Sevgimi de, yokluğumu da, hissettirme onlara.
Öyle yaa! Zaten başka ne amacım olabilir ki?
Demiştin ki,
Her bayramda gel yanıma.
Gelirken bana bir gonca gül,
Yanında da karanfille papatyayı getir.
Gonca gülü çok sevdiğini biliyorum.
Karanfil ve papatya…
Belli ki kuzucuklarındı.
Merak etme! Sözümü tuttum, dediğini yaptım.
Karanfil ve papatya arasına, gonca gülü koydum.
Üzerine de yüreğimi serpiştirdim.
Dediğin gibi ağlamadan geldim.
Dün gece arife günüydü.
Neler yaşadım bir bilsen.!
Kuzucuklarının üstünde bir durgunluk,
Bir kırgınlık vardı sanki.
Bir şeyler arar gibi oldular.
Biraz hüzünlü, biraz buruk gördüm.
Zaten iki şeyi hiç anlatamadım ya onlara..
Aslında üstü kapalı anlattım da..
Çocuklar işte…
Anlayamadılar.
Her sorduklarında,senin nereye gittiğini..
Hala neden gelmediğini..
Bir türlü anlatamadım.
Belli ki bir eksiklik var.
Dün gece arifeydi dedim ya!
Kuzucukların, ısrarla benden pasta istediler.
Haydi, yemek olsa az çok anlarım da…
Pasta isteyeceklerini, hiç düşünmemiştim.
Bir defasında, bitmiş diye unu bahane etmiştim.
Galiba şimdi bahanem de kalmadı.
Ya beceremezsem...
Söyle!
Ne derim ki ben onlara!
İnan, ilk defa bu kadar çaresiz kalmıştım.
Ama yinede yapmam lazım.
Söyle, başka çarem var mı?
Nasıl yaparım diye,
Belki on defa mutfağa, gizli gizli girip çıktım.
Neyse ki..
Senden kalma biraz göz aşinam vardı.
Bir görsen…
yapana kadar, mutfağı nasıl da bir birine kattım.
Yinede bir şeyler yapmaya çalıştım.
Seninkiler kadar güzel olmasa da,
Maksat adı pasta olsun.
Sana da birkaç tane,
Tadımlık getirmeyi düşündüm.
Aklımdan geçmedi değil,
Belki beğenmezsin diye,
İnan çekindim getiremedim.
Bugün, bayramın birinci günü.
Özlediğin beklediğin gündü.
Hele ben…
Bugün için hep çırpındım durdum.
Hatırlar mısın?
Geçen bayramda, kendin beğenmiştin.
Bana gök mavisi, bir takım elbise almıştın ya!
O günden beri hiç giymedim.
Hep bu güne saklamıştım.
Hele bir bak! Nasıl olmuş?
Yakışmış mı sence?
Ben pek anlamam da...
Hep sana sorardım bilirsin.
Bugün bayram dedim ya!
Kuzucuklarını getiremedim.
Sen dememiş miydin?
Üzme ağlatma diye onları.
Bu yüzden onların yerine,
Karanfille papatyayı getirdim.
Giderken ikisini bırakacağım başucuna.
İstediğin kadar sev ve sarıl,
İstediğin kadar kokla ve konuş.
Onlarda seni hissederler emin ol.
Bakma sen, onların azıcık yaramazlıklarına,
Zamanlı zamansız bağırışlarına.
Seni ne kadar sevdiklerini bilirsin.
Yoksa seni hep benden sorarlar mıydı?
Sevincimden mi heyecandan mı bilemem?
Gelirken sana bir şeyler getirmeyi unuttum.
Bayramda giyersin diye,
Çok sevdiğin oyalı yazmayı,
Beğenerek ben almıştım.
Aslında aklımdaydı ama!
Ne bileyim unuttum işte!
Söz yarın onu da getiririm.
Az daha unutuyordum.
Bak..!
Bayram şekerlerini unutmamışım.
Sana rengârenk, bir avuç dolusu getirdim.
Hem de en çok sevdiklerinden.
Limonlu, çikolatalı, sütlü ve daha niceleri..
Yeter mi bilmem ama!
Söz yarın yine getiririm.
Eve dönerken, seni kuzucuklarına anlatacağım.
Senin yerine de, ben öpeceğim yanaklarından.
Hiç yanından ayrılmak istemem ama!
Bilirsin, evde bekleyenim var,
Umut bağlayanım,
Anlayacağın kuzucukların var.
Sonra merak ederler.
Sen dememiş miydin, Yalnız bırakma onları?
Zaten onlar olmazsa..!
Hep yanında olacaktım.
Az çok tanırsın beni.
Senden sonra, hiç bir his yaşanmadı bende.
Hiç bir yer canlı değil.
Sen öldüğün gün, zaten ben de ölmüştüm.
Bakma sen ayakta duruşuma, tebessüm edişime…
Duruşum sana verdiğim sözdendi.
Asıl kuzucukların içindi.
Bir yanları gidişinle yıkılmıştı.
Yıkılmış bir yanı, hissettirmek istemediğimdendi.
Bende yıkılırsam…
Başta sana,
Sonra kuzucuklarına ne derim?
Sen, emanet bırakacağın bir yer buldun.
İnan ben hiç bulamam.
Sana güvenmiştim,
Sen de gittin, geride ne kaldı ki?
Kurban olduğum Allah! 0’na sığındım zaten.
Elbet duyar, görür beni.
Bir gün bende gelirsem!
Allah a emanet ederim.
Müsterih ol!
Gözün arkada kalmasın.
Vaktim doldu, galiba gitmem gerek.
Sahi.! Unutmadan söyleyeyim.
Yarın sabah gün doğmadan,
Şafak vakti, tek gelmeyeceğim.
Ben ve kuzucukların…
Sana seslendiğimizde,
Yeter ki kapıyı aç emi?
Allaha emanet ol.
SÖZ! ...
Yarın yine burdayız.

Halil Topaç
Kayıt Tarihi : 23.4.2012 21:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil Topaç