Soyut Parmaklar Şiiri - Akın Akça

Çal Vega çal, hayat yıldızlarda. İstikbal göklerde!
O.K. 'Hafif Müzik' çalsın az.
Hoş, zaman tanımak bizde adetten değildir ammaa; Bir fırsat tanıyalım ona baricik az biraz.
-
Öğreniyorsun herhalde,
nerde ne yapacağını.
Aslında sevmem kurguyu,
zaman öğretiyor mu onu?
Burguyu kullanarak
kalın çeliği delmek,
sonra gelecek olan
önceki'nden, dize mi.
Kurguyu sevmeyip
bazen düşünebilmek,
hatta çok fazlaca,
şu gibi olmuyor mu:
'İsteği eğer alsaydık
ve insana bağışlasaydık
ama alsaydık elinden
sigarasını, çayı,
(sevgiyi,aşkı, seksi,
şiddetini) vs,
sığınaksız n'yapardı
şu içinde bulunduğumuz
çağda? ' gibi bazı
sorular akıldan geçiyor.
Şu parmaklar daktiloda
gibi yazıyor. Ve kaygan.
Klavyede halbuki
ama gene de şakır şakır.
nazar bari değmesin.
‘Gerekçesi olmayan hiç,
yanılmalar’a -anlamında
- girişimsiz Kend’in..)
Kendi bile isterdi,
yanılmış olmasını’:
Demek isteklerimiz
uyuşmuşmuş da bizim
yaptıklarımızla, haberi
Şekerfare'nin yokmuş
Ya da kendi de bilmiş
Eleverememiş ancak
mahizafer el vermiş;
kendini, bir yönden,
iyicesine, kapkaçsız,
(olmalı) aha şurda:

Demek o da yaşamış
aynı 'değer' hayatta,
'..perdemizi açtığımız
şu güzel Verona'da..'
Yine de 'on iki kez,
otuz kez aştı..'
şekillend'rilmiş elmas'
'.. gecelerimizi; ödünç
ışıklarıyla, atları
Phoibos'un yuvarlağını
Tellus'un, Neptun'un
sularını.'... Kurtardığı
alacakaranlık, baygın.
Horluyor, uyanması güç.
Ama bu dolaşan güç,
kah orda kah burda,
yanıltmış olabilir mi
Şekerfare'nin kendi'ni? ..
Denmiş üzre, şöyle ki:
'Düşünceler bizim
olaylar bizim değiller.'
Ama işte, sürü atlılar!
işte, 'bol-güruh yaya'
n'aapar bu duygular
içimizde -başıboş.
Gayret etmek gerek
kendi yaptıklarımızı
çeliştirmemek üzerinden,
'yine bizim, 'olmayan
menfi'' isteklerimizle.

Soyut parmaklarda
soyut sayıklamalar.
'Baklava desen şekil
kazaklar'da 'aldatıcı
bol ve gevrek yaka'lar'.
Kazak yaka’nın kenarından,
eteğinden; içbükeysi
yamaçlanan biri var:
(Yamaç paraşütü kullansa
da bilmiyor motif, ne;
Penye mi, merserize?)
Uzaktan çoluk gibi biri,
kayacak kaydıraktan.
'Öğrenmesi lazım
işin aslını, es geht!
: hallice içgüveysinden.'
Aldırmayacak yine de,
aklın(ın) kurmacalarına:
'es geht'ler arasında
olsa da okayacak;
indiğinde hatta inmesine
yakın -inmese yürecine
- 'İyiyim.' diyecek, gene
'nasılsın? ' yöneltilişinde.
Yürütece konmuş oluş,
umut'lar umuda kalır;
körebe kaçışlardan
pek de bir ziyade.
Vantrolog bir kukla
sanatçısının 'tünaydın'
demesinden 'beri gele
anlamsalı' bir şekilde -
günaydın'sal'ından
- yutulması olarak
simgelendiriliyor
mu; mideye inecek,
henüz yapılmış mücver:
Diri diri oynaşıyor
tabladaki balıklar.
Bilen bilir, kör
olmayıp, açık göz nedir.
Her şeyi gören
bir anda harekete geçecek.
'Konuşan Balık'* &
'Kiki manitu'**,
(Alice & bir Kansas
kasırgası; o, Dorothy'yi
taşıyan Oz memleketine
ila akıl verici
obir Cheshire Kedisi...)
hepsi birden
el ele tahterevallide.

Fırlatıldıkları an
onları yakalamak istiyor
çocuk yukarıda,
koordinatlarda!
Bakkalın süpermarkete
notu var: Ay'a gidiyor.
Bir süreliğine gidiyor.
Çocuk gidiyor Ay'a.
Aradığını bulabilir.
Ve dönerken onu
getirebilir yanında.
Duydu, normal koşullar
altında zamanda
geri düşmeyen,
aklı kısalaştırılmış
USS Eldridge cinsinin
olmadığı bir peyk
vardı, o hala Ay'dı! !
Kraterlerinin içine
kahramanlar doluşmuş
olmalı, ve bir artı...
Ve en güzel dostlar
ve aileler, akrabalar...
Haydi bakalım topla;
topla tası tarağı,
toplamaya engin aklı.
Şövalye bahşetmez kargıyı.
Kalkan devirir kargıyı -
almazdan gerisi işin,
masumun mazlum ahını.
Gösterecek bir şey
ve bir değer, sanal
giden olur imiş -
her ne demekse
- nelere kadir! !
Sanal giden sanal
parçacık, kütlesiz ki;
yaratısı öyledir
ki 'dir format'
yok, aha ha ha hah!
: Bak ortaya çıktı
karadelik-kainat.
Üstü örtülmüş şiir,
bitti mi sanılır.
Romanları, masalları,
küçük şiirler yaratır.

Çocuk şu an, gökte.
Ve göğü dengelemiş
geri dönüş planları
yapmakta. Tasarlamakta
nasıl olacağını neyin.
Yenilen ceviz, yağlı az;
ama işlesin beyin.
Kıvrımlar düz çizgilere,
hiç olmazsa, e haydi
sadece tek bir defa.
Bir kez çabalamaksızın
kavrulalım şu öğlen
on iki güneşinin altı.
Nedir aç böğüren,
odur ki cüssesini,
tok, gaibe götüren.
Yine o kazağı bulacak.
Ve bu sefer, yakadan
asılacak yukarı çıkacak.
Kolyeye tutunacak
kolyeye eriştiğinde;
'gene elmasa şeklin
vercek, vak vak!
'zorunlu Varyemez
Donald Duck', gaaak'.
Kelimelerden gökdelenler
görüyor, şarküteri
baronlarını ona anlatmayan!
Dev majorette gibi kırkanç
Ve kibirli olmayan
Bir Mathchbox öncüsü,
küçüğü, küçük arabası:
Volvo,bordo ve Bursa
ve balkon, çirkin işkembeci …
Aparat, aparat!
Kolsuz bacaksız Arkadia’lıya.
havada bacaksız yüzen
Fransız Arcadialıya …
Avantür bir
Bir gecelik abiye,
kanını okşayabilir
mi bir oda
dolusu altının,
Varyemez amca;
sevginin kutsanmışı
‘‘anca & kanca’lar’ Birlikte
olduktan sonra ha?
avangarde ampulün
absurditesinde -
l'absurdité, l'absurdité!
- yer alan
başarılı bir meddah
gibi göreli bunlar,
fazlacana abstrakt.
tutmuş kara
güneş gözlüklü bakmak:
ve/ama/çünkü;
görece, amma yarı-izafi …
AL(sana) Ona, hafif(i) yağ
GAARD, Afife Jale.
(Afife’den çıkmış eh, ha af?)
Avatar ah
ve aperatifsel nakarat. (!)
Anekdotal antidot-anakara,
bla dot dot, dot...
Önermelerin doğru olsun
Bakkal Amet Efendi;
oğluşun Mamet,
iyi geçinir onla
hısımın Ednan..
Sürmeli Bınyamin
boş iç’li
bir kasırga getirdii? (!) …
: 'duvar sıva-resmi' gibi
bir tek hata götürmez -
yayılır kalır-çökelek;
şeklden ırak, bükük boynu
- Papa'nın katlettiği
resimlerinin
Michelangelo'nun
ve taa ki.. onun kendisinin,
ta kendisi'nden..
bu girift konular.

Yıldızlar düz birer yol
gibi geçecek 'Lost Hiway',
Roseanna Jeanette,
Kayı/ban Otoban, bann. (!)
Hi-Fi'ı açmalı ama
bu sefer uzay kovboyları
olmayacak: daha iyi.
Az yemesi, dinlenmesi
lazım gerekecektir,
İşlemlere başlamazdan önce:
Uzay gemisinde
geri dönüş yolculuğunda
artık küçük çoluk.
Dostlarını buldu,
ama sevgilisi yoktu.
El salladı onlara.
Onlar eski arkadaşlarıydı.
Döndüğünde, olduğu
gibi bulabilecek mi;
istemsiz, şuursuz belki,
bıraktırılanca
bıraktırıldığı'nı?
Parmakları konsülde -
Atabey ila derebeyleri
çekip çevirmede
- (tablada gene balıklar,
vıcır vıcır bakıyorlar,
iç gıcıklıyorlarr)
ışık hızına geçmeye
warp cihazı nazır.
Antimadde toplayıcılar
geçirilmiş idi
demin yeğin harekete
........
(SOYUT PARMAKLIKLAR'ın
ardındaki PARMAKÇOCU
ki solyutta'ki
- hala SOYUT VARMAKLI,
SOYUT PARMAKLI!
parmaklar kimin ki
soyut ama kaclı(1) ..
canlı boğum-eller'deki!
Bulacak PAMUKTRENTES'i,
PAMUPRENSES yapacakonu
-daha bir pamukşekeri! !)
('Late Nite Show'larının
arsızları.. zaten bitmiş,
içi oto-boşaltılmış
Jay Leno'yla; bir gömlek
daha üstü onun, yerindeyse
deyim, iyisi kötünün, o
Conan O'Brien dingili'..
çıkmazdan önce 'Death Match
VS versus VS vesvese/varil
komedyal parodisi'ne,
ki eline düşmüştür elalemin -
daha çok, ‘elalem’ dedikleri’nin,
böyle ‘diye belirttikleri’nin..
- underground-mütemadiyyen,
dosya paylaşım alemlerinin(
ki daha çok,
'kısacık birer
öncül & kısa ömürcül
prelüdlerdir ya
'bu sergiledikleri-saçma''
) yapalım işimizi,
yapalım işimizi!
yapak biz işimizi!
başka dünyalar
bekliyor bizi! !)
Işınla beni Scotty! ! ! ***

Siyahi zuzay gemisi’nin
içinde şimdi
Ve dönüş yolunda olmayacak
gene, ikircikli;
İçten pazarlıklı.
Dayan ‘meybii’
güzel günler
gelecek ‘Beybiii’! ****
Çoluk, 6`le solyut dönüyor burgaç –
ve çoluk, bebek tekrar oldu
- yerçekimsiz ortama.
Hayıflanıyor((az) uz) az ki:
‘ ve teyp açık
(saçık) sonuna kadar;
gene de
geri sarmak yok,
olmayacak -
‘bilinen bilinir’ lafı
mütevelli dolaylısııı
heyeti’ndeen, aminn..
-yine de, pişmanlıksız
kavuşmalar..
için, harbi …’
‘Üç noktalar sonsuz,
kara delik gibi
tırnak içleriyse.’:
‘Demek gerçekmişim’
dedi sonra da.,
üzrine, bu kendi lafının …
Kendi sordu
cevapladı kendi (mi) ? ? (!)
Öyle ya “evren
genişler” dene(gele) ,
(sanrı-) sınırısız..
ki yok ulaşılacak duvar
ama içine kapanık
bir koza’casına
da ‘sonlu’; belki bu,
kirli-sarı sorumluluğu’dur
“devamlılığa,
‘haybeye dinletisi’
istenen olması
“kötü zamanlar’ın” …
: ‘kötü zamanlar’ın”
Gerçekten gerçek olan,
çünkü İyi’nin –
bu,
hepsinin arkasındaki’nin..
kapsar,
ancao;
tüm zamanlar’ın! ...
(..çevremizde
‘ışık’, su
ve ‘çiçekler
ile böcekler’..
-ile, yine ‘ısıl’! ...)
‘Aahh, ne kadar
uzun yoldan geldik…’
diye iç geçirdi;
elleri kıpırdaşıp duran
panelde önündeki,
Çolaksız Çoluk
Genç Çocuk.
Lafına devam etti
Uzayan.. uzayıp yukarı
düşünce baloncuğu
onun: ‘..Ama yanıltmasın,
oturup çörekleneceğimizi.
hatta daha da…
Hayat bir değerse,
geldiğimiz koordinatlarda.’
Kısa bir soyuklama -ki
Soyutlar’ın
Ve solyut’ların içerisinden
habis, ur olanlar’ı
çıkartılır ‘soyuklama işlemce’
- ardından, buutlara
erişmişti hantal
ama ‘MIR çariçe-
işler yoldaş’
dans geriş gemisi.
Okşayınca çalışan
bir Tv bu,
ne vurunca,
ne de basınca
ora bura düğmelere …
Artık daha, soyuklamalar
bile kabuk değiştirmiş –
o ev ki hep aynı, yakın
- evine yakın buuğulutsuların
(duman ama
emin kendi'nden,
zayıfça da olsa
sezilen dışarıdan
ama da bilinen,
hissedilen)
soğut’larının(3)
soğuutsama olmayan
soğuutlamaları'nın
içerisindeydi.

….