Soysal Ekinci Şiirleri - Şair Soysal Ekinci

0

TAKİPÇİ

1954 yılında Kars'ta doğdu, 4 Eylül 1994 tarihinde İstanbul'da yaşamına son verdi.
Ardahan Yatılı Bölge İlkokulu'nu, Kars Kazım Karabekir Öğretmen Okulu'nu ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Bölümü'nü bitirdi.
Siyasal kimliğinden ötürü 1979-1981 yılları arasında gözaltında kaldı. 1983-1989 yılları arasında İstanbul'daki cezaevlerinde tutuklu kaldı. 1989 yılında Çağrı adlı kitabı toplatıldı ve hakkında iki ayrı dava açıldı.
Şiirleri cezaevi günlerinde çeşitli dergilerde yayımlandı. 1991 yılında 'susma' kararı ald ...

Soysal Ekinci

Sen benim şiirimsin.
Sen benim şiirim.
Ben senin
Alevli imgelerinde
Yanmayı bekleyen
Beyaz bir mum gibiyim.

Devamını Oku
Soysal Ekinci

Sürüklenip gelen çakıllarla
Örtülecekse göğe ekinler
Sökülüp-dökülecekse
Mehtap yerine
Dalından taze çiğdemler
Ve sevinç çığlıklarından kum dağları altında

Devamını Oku
Soysal Ekinci

ÇAĞRI
Düşüncenin sarsılmaz yeraltı kayası
Doğru tavrın çekinmeden sırtını dayadığı
Sevmektir kendinden öte
kendin için, özverinin anlamı

Devamını Oku
Soysal Ekinci

Bir hortum yükseldi bugün avludan
Titredi çatının kiremitleri
Uçtu kapı, kanat vurdu örtüldü
Dışardan yuvaya çamur taşıyan
Yıkıldı kuşların hava köprüsü
Eğrime kapılan anakırlangıç

Devamını Oku
Soysal Ekinci

Ey yenilen yenilen
Yenilgiden bin beterdir senin sapkın düşüncen
Anasıdır yarınki ürkülerün
DENEYCİLİĞİN YILGICILIĞI’na herkesten önce düşmen

İlkel bir duygunun arkasına saklanıp da bir başına

Devamını Oku
Soysal Ekinci

kavuşmanın yerindeyiz tam yerinde sevgilim
ele bakıp bu havayı ellerinle iteleme
ellerimi uzatamam dokunamam parmağının ucuna
iki parmaklığın arası iki kolboyundan çok fazla
yine sen gel yine sen gel yine sen gel
omzum olsun başına aradaki paslı engel

Devamını Oku
Soysal Ekinci

Hiç yaşadınız mı
Ölümü eşikleyip eşikleyip geri dönmenin sevincini
Hiç yaşadınız mı
Düşen bir uçaktan kurtulmak mı tek başına
Ya da okyanusun ortasında
Batan bir gemiden sözgelimi

Devamını Oku
Soysal Ekinci

Beklemek ve korkuların sıcak yüreği
Diliyorum ki üzmesin seni
Düşürmesin çilenin köpürsüz geçitlerine
Hatırlarsın
Bir şafak vaktiydi
Arsız bir menekşe sureti takınarak EYLÜL vurgunu yüzüme

Devamını Oku
Soysal Ekinci

Birlşen iki elin arasındaki güller
Kalbimi delip geçecek
Damar damar bir toprağın bağrında
En güzel yeri kendine seçecek
Ve kıpkızıl akan bir çeşmenin başında
Damla damla doldurup kana kana içecek

Devamını Oku
Soysal Ekinci

İşsiz bir mum aleviyim her tünelin çıkışında Ardından ateşlenen silahlar sadece izlerimi yakmakta Bir vadinin içinde hayatım Ki giremez oldu insan, Ve motor sesi Takipçilerin de böylece Kurtardım amansız olmaktan En büyük sevincimken Başlamak yeni bir şiire Bitmeyeceğinin bilincinde Sizindir derim bütün kaynaklar Varsıllara ki, tüller içinde tülden uzak, Hergelenin önünde Döne döne takla atan yoksullara. Ve gördüğüm bütün düşleri Kitapların ağladığı bir pazarda Ucuza kapatan eski düşbazlara... Herkesten akıl danışan birinin öyküsüne Benzemiyor diye şiirlerim Endişe etmeyin, tüller beni korumakta; Yeni bir oluşa kilitleyip kendimi Koşarım terkettiğim bozkırın havasına Dağlara yapışmış taştan kuleler Ve dikenlerin yarıştığı duvarlar içinde bile yaşarım Kalbim kabul etmez; müstehak ekli Ve ısmarlama merhametlerinizi Bırakınız; Fahişem bile olamazsınız... Bir vadinin içinde hayatım Ki giremez oldu insan, Ve motor sesi Sen, bilirsin ama; Bu vadinin oylumunda Sadece kuşların indiği bir nehir gibi Nasıl sessizce aktığımı Geçerek; Çıkardığı yangınların ortasında Cesetlerin tütsü çekip, Çöl esriyen bir güruhun önünden Geçerek gizlice Tüllere bürünüp ağlayarak kaybettiklerime Yana yakıla tüller içinde... Kapat, kapat pencereyi Engeldir küçük esintiler uykuma Haziran dese de kavak tüyleri (Yazık; yitik doğada elyaf, şiirsiz geçen mevsimler gibi...) Bir ehram bulup tülden, çekmeliyim yüzüme Perdeleme gülümsemeni, Sabah uykularım yok artık, Aramızdaki sevimsiz aradalıklar Sonsuza dek kalacak mı... Perdeleme gülümsemeni Bırak! Bırak ki, Güneşli sabahlığın özgürce Kaplasın vadimi Her kuşluk, Hüzünlü bir gölge olarak düşerim üstüne, Her kuşluk tuza gelen bir boğa gibi Çekinerek küçücek bir Meşk isterim gözlerimle Perdeleme gülümsemeni Herkes yüzüyle tutunur hayata. Sisler içinden sıyrılmakta olan; Gecikmiş bir gemi gibi Girmek üzeredir limanına

Devamını Oku