Sürgün gecelerden söküp aldım adını, attım karanlık denizlere
Kudurmuş balıklar gibiydi hayat, parçalandı kederler göğsümde
Öksüz öfkemin surlarını aşamadı aşk, tutundukça ben özlemine
Sensizliğin şiirleriydi hep yazdığım, dağıttım bezirgân düşlerimle
Dinginsiz yağmaların kabuk mevsimlerinden arta kalan bir tutam sorgu kıymığıdır aşk, acıtır dokundukça. Karanlık sulara kürek değdikçe kanar deniz, bir dökülüşün sargısı yaramıza sokuldukça. Kırgın damlalar yuvarlanır gözlerimize, küçücük bir gülüştür canımızı acıtan kimi, güldükçe o yorgun çehreler açılır mutluluk denen ufuklarda. Su harladıkça yangını, mavi bir masal demlenir hayata. Kırık dökük öykülerin ılık sayfalarından mevsimler hızla geçer, sarılır günler kanamalı günlüklerden çıkarılan umarsız sancıya.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla