Söyletme Beni Aşk - III

Uğur Deniz Ülkegül
279

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Söyletme Beni Aşk - III

İnsan tuhaf oluyor böyle zamanlarda.Birine 'Veda etmek', birini istemeyerek öldürmek gibi bir şey.İstemeden yaralamak gibi.

”Hoşça kal..Kendine iyi bak..Hakkını helal et..Gidip de dönmemek var.Dönüp de bulmamak..”

Sarılır insan sevdiğine, son kez.Son kez bakar gözlerine.Son kez gülümser.

Berbat bir durumdur bu.Kendini çok güçsüz hisseder insan, midesine yumruk yemiş gibidir aslında, ama bir şey belli etmek istemez karşı tarafa, ayakta durur, kaşları çatık ama ciddi bir tavrı vardır.Güzel şeyler söylemek ister, güzel şeyler hissetmek hissettirmek çabasındadır, son kez..Ama nafile..Boktan bir sahnedir bu yaşanan.Acı çeker, iliklerine, hücrelerine, yüreğinin ve beyninin en küçük ayrıntısına kadar.

“Beni merak etme” der yavaş bir ses tonuyla.Saçma bir cümle kurduğunun farkındadır ama, söylemek ihtiyacı duyar yine de.Merak edileceğini biliyordur, merak edeceğini de.Daha yolun yarısına varmadan,

“Acaba eve varmış mıdır, acaba arkamdan ağlamış mıdır, acaba o da şu an, beni mi düşünüyordur? “

gibi sistematik sorular beynini kemirecek, ilk molada arka arkaya üç dört sigara yakacak duyduğu acının verdiği garip hazla birlikte bu bilinmeyen, bilinemeyen ayrılığın getirdiği yeni hayata uyum sağlamaya çalışacaktır..

Berbat bir durumdur Veda anı.Hele bu geri dönüşsüz bir ayrılık anlamını taşıyorsa..

Yani hayatın bazı zorunlulukları bir dahaki görüşmeyi belirsizleştiriyorsa.
Bu veda an’ı verilmiş ortak ve geri dönüşsüz bir kararın ağırlığını taşıyorsa.
Her dokunuş, her bakış ve her söz, bir “son” anlamına geliyorsa…

“Beni unutma..”der adam.

Oysa artık hatırlanmanın bir anlamı olmadığını bilmektedir.

“Sen de beni..” der kadın.

Bencilce bir davranıştır aslında. “Hadi git, bundan sonra gözüm görmesin seni ama, yine de bensiz yapama, beni düşünmeden durama inşallah e mi? ”
demek gibi bir şeydir..Ama söylenir..Ve hatta kabul görür..

“Seni asla unutmayacağım..(Görürsün sen) ..” gibi..

Birbirlerini asla unutmazlar..

Kavuşmak ne kadar “yeniden doğmak” gibi bir anlam taşırsa insan için, vedalaşmak aynı derecede ölümcül hisler yaşatır insana..

Bir de özlemek var.Yaşamakla ölmek arası bir şey.Karar veremez insan işte.Arada kalmaktır özlemek, yürüyememek ama bir an bile yerinde duramamaktır.En aptalca durum budur zaten.En can sıkıcı durum.Ama ilginçtir, en güzel mektupları, en güzel şiirleri bu aptal durumda yazar insan.Özlemek Şair yapar insanı, özlemek yazarlığa ilk adımdır bazen, özlerken ayyaş bir serseri olup çıkarsınız, başınız belaya girer, uykusuz geceleriniz vardır ardı arkası kesilmeyen.Özlemek sizi özgür bırakır, görmek istediğiniz her şey sizindir, sevginin en saf en yalın halinde, hayatınızda aklınızdan asla geçiremeyeceğiniz düşlerin sahibi olursunuz.Yokluğunda, varlığından daha çok sevmektir insanı özlemek..Daha çok tanımak, ama daha çok yanılmaktır sevdiğiniz kişiye.Ona kendinizden bir şeyler katmaktır, doğru ya da yanlış, hayal ya da gerçek..Bir süre sonra bıraktığınız değil, ama zihninizde baktığınız kişi oluverir sevgili..Daha çok sevdiğinizi yada bazen daha çok nefret ettiğinizi düşünürsünüz ama aynı kişi değildir artık.

Özlemek, değiştirir özlenen bakışları..

Kendi kendinize güler, kendi kendinize konuşur, kendi kendinize ağlarsınız. Hatta “duysa ne kadar ayıplardı” dediğiniz küfürleri büyük bir zevkle ortaya savuracak kadar hür ve bağımsız bir hayatınız olur.

Özlemek umursamaz halidir aşkın..Sevdiğine kızar “Ne yaparsan yap Allah’ın cezası, artık umurumda değilsin..” der…Kendine kızar, “Kendine dikkat et ha! ! Gel de iyi ol…Bakmıyorum işte, yemek de yemiyorum, sigarayı da azaltmadım, her bir haltı da yapıyorum..Hiç bir şey umurumda değil…” der..Trafik polisine kızar..”Yaz anasını satayım, sen de yaz..İstediğini yaz, istediğin kadar yaz, umurumda değil..” der..

Özlemek pervasız halidir yalnızlığın…

Bazen olmaması gereken bir şey olur.Hayatın insana yaptığı kimine göre
“sürpriz” kimine göre “eşek şakası”…Olmadık bir zamanda ve olmadık bir yerde karşınıza çıkıverir.Gözlerinizin sizi yanılttığına inanmak istersiniz.
Aslında daha ilk bakışta tanımışsınızdır ama, dönüp tekrar bakmak, bunu beyin hücrelerinizde onaylatmak ihtiyacı hissedersiniz.

Cenazesinde bulunduğunuz, ellerinizle üzerine toprak atıp gömdüğünüz insan elini kolunu sallaya sallaya yanınızdan geçmektedir ve siz donakalmış bir halde, kim ölü kim sağ bunun muhasebesini yapmakla meşgulsünüzdür.
Mezardan kalkmış bir hortlak görmüşçesine korkuyla karışık bir heyecan fırtınası sarar bedeninizi.Kimse ölmemiştir.Bunu anlamak bile garip bir acı duymasına sebep olur insanın..

“Hiç değişmemişsin..” der adam..

Oysa kadın saçlarını boyatmış, şeklini değiştirmiş, kilo almış ve hatta gözlerinin kenarlarında kırışıklıklar meydana gelmiştir..”Hala o son görüşmemizde ki kadar güzelsin..”

“ Sen de hiç değişmemişsin..” der kadın..

Fazla içmekten geçirdiği karaciğer ameliyatını söylememenin daha
doğru olduğuna karar verir adam.Yüzünde yediği sopadan kalma kesik izinin konuyla zaten bir ilgisi yoktur..Hele ki sakalında duran beyaz rengin
tek açıklaması, olgunluk belirtisinden başka bir şey değildir..

“Biliyor musun..Seni düşünmeden geçirdiğim bir gün bile olmadı.Çok acı çektim..”

Bu son cümle aslında karşı tarafa verilecek en büyük açıktır ama o anın verdiği hoşnutluk duygularıyla üzeri örtülür hemen..

“Biliyorum canım..Ben de aynı acıları çektim, ama kader bizim yollarımızı ayırdı..”

Hızlı ve ortak bir kararla suçlu hemen bulunur..Adam kadına zaman içinde artan öfkesi sebebiyle ağzına geleni söylediği cümleleri, Kadın adamın gidişinden sonra adres defterinden sildiği ikinci şahısların isminin üzerini sessizce siler..Geçmiş günler hatırlanır, hatırlatılır.Gülüşmeler içinde yitirilen, kaybedilen, heba olan yılların acısı çıkarılırcasına saatlerce süren konuşmalar yapılır..Ve son söz, en sona saklanır..

“Yarın için bir planın var mı? ”

Yarın, aslında çok geniş bir zaman dilimini içine almaktadır..Baharın gelmesidir yarın.Yaprakların dallarda yeşermesi, çiçeklerin açması, çocukların kırlarda uçurtma uçurmasıdır..Yaz’ın gelmesidir yarın.Güneşin tarlada çalışan kadının çıplak baldırına vurması, sahilde yıkılan bir kum kalesi, akşam vakti balkonda çay içilmesidir..Güz mevsimidir yarın.
Yaşanmamış onca hüznün arifesi..Ya da kışın kapıya dayanmasıdır.
Sıcak sobanın üstünde kestane pişirilmesi, sokakta kalmış bir yaşlı
kadının ellerinin üşümesidir…

“Hayır..Yok..Ya senin? ”

Bir sorudur yarın.Bir cevaptır..Kaybetmek ya da kazanmak kadar
önemlidir..Sevmek, sevilmek kadar alımlı cazip..Kızmak öfke duyulmak kadar tiksindirici.Doğmamış bir çocuk sevincine gebe kalmasıdır zamanın..
Ya da bir ölüm haberi kadar kasvetli, düşük sancıları taşıyan içinde..

“Ne garip değil mi..Aynı kader bizi yeniden bir araya getirdi..Sence bu tesadüf mü? ”

“Hayır..Bence bu sevginin gücü..Kaderle ilgisi yok..”

Tuhaf bir şeydir aşk..Her duyguyu taşır içinde..Sevgi, öfke, özlem, acı, sevinç vs……Bunların toplamına aşk deriz çoğu zaman.

Bile bile kıymetini bilemediğimiz sevgiler sırf bu yüzden sonraları aşk diye algıladığımız kavramlar haline gelir..Kaybettikten sonra kazanmak için her şeyi yapabileceğimiz aşklarımız vardır bu yüzden..

Bazı aşkların aşk olabilmesi için yitirilmeleri gerekir önce..

“Biliyor musun..Sana ilk günkü gibi aşığım…”

“Ben de canım..Ben de...”

Tuhaf şeydir aşk..Kendine söylediği her yalana inandırır insanı…

Mutlu aşklar…

Uğur Deniz Ülkegül
Kayıt Tarihi : 24.1.2006 08:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehtap Şenörgen
    Mehtap Şenörgen

    Çok önceleri ben daha çocukken,televizyon her evin baş köşesini süslemezken radyo dinlerdik geceleri.Temsiller olurdu.İple çektiğimiz 'acaba ne olacak' diye merak ettiğmiz.

    Senin yazılarını öyle bir hevesla bekliyorum Deniz.Yaşanan yaşanmayan,hissedilen hissedilmeyen ne varsa tıka basa dolu senin yazıların.Hayatı okuyorum yazdıklarında.Kaybedilmeye mahkum ama hep bir ümide sarılan yazılar.Belki 'kaybetmeyin' demek için yapıyorsun bunu.

    Her yazın her şiirin çok özel benim için.Sen hep çok özel bir dostsun çünkü bana.Canım gibisin,kanım gibisin,kardeşim gibisin.

    Ve bu yazı....biliyorumki yerine ulaştı.Sen de biliyorsun...

    Kal huzurla dostum..

    Mehtap

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Uğur Deniz Ülkegül