Söyletme Beni Aşk - II

Uğur Deniz Ülkegül
279

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Söyletme Beni Aşk - II

1
“Abi sabaha kadar bir gram uyku yok şerefsizim! Sağa dönüyorum, sola dönüyorum tavana bakıyorum yok, olmuyor..O bakışı gözlerimin önünden gitmiyor..Uykumda bile rüyalarıma giriyor.Ulan diyorum bazen, ulan al eline bıçağı sapla böğrüne sonra at kendini apartmanın çatısından, ohhhh..Herkes rahat etsin..Sabahlara kadar Ferdi, Orhan abi, kesmiyo başkası..Delirecem yakında yemin olsun..Bu ne yaaa…”

2
“Çok düzeyli ve seviyeli bir ilişkimiz vardı bizim.Gözlerime baktığı zamanlarda Onun bakışlarında kayboluyormuş hissine kapılırdım.O ne kibarlık, o nasıl bir beyefendilik o nasıl bir sevgi timsali.Her sözü, aşkın bir başka halini anlatır, her anlam beni başka diyarlara götürür sükunet ve huzur içinde o eşsiz manzarayı seyretmemi sağlardı.. Bizimkisi aşktan çok öte bir şeydi efendim.Biz aşkın merkezinde kaybolmuştuk.Ta ki o sürtük hayatımıza
girinceye kadar..Şimdi ne kadar acı çekiyorum bilseniz..Ve en kötüsü, onu hala nasıl sevdiğimi bir anlayabilseniz…”

3
“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi demiş şair..Ben şimdi ne yapıyorum biliyor musun? Bennn..Bu devlete isyan ediyorum dostum..Çünkü benn..Onsuz bir devlet istemiyorummmm..Onsuz bir hayatı.reddediyorumm..
Çünkü benn..O var olduğu için kendi varlığının farkına varan bir insanım..
Bilmem anlatabildim mi? Yani biz içiyorsak, keyfimizden içmiyoruz, derdimizden, özlemimizden, aşkımızdan içiyoruz..İçmek bahane azizim, biz aşk sarhoşuyuzzzzz….”

4
“Alçak adam! Vefasız adam! Nefret ediyorum ondan! Nasıl bakar? O kadına benim yanımda nasıl bakar ya! Ay resmen içine düşecekti kadının.Onu görmedim zannediyor değil mi? İnkar ediyor bir de utanmadan! Var bir şeyler var, biliyorum ben olduğunu zaten.Olmasa durup dururken niye traş olsun dışarı çıkarken.Neden takım elbise giysin? Üstelik neymiş efendim, kırmızı Kravat olsunmuş..Neden kırmızı? İşaretleşiyor aklı sıra, mesaj veriyor karşı tarafa.Biz de aptal kadını oynayalım burada.Eh Mesut.Ben sana nasıl mesut olunur göstericem.İntikamım çok acı olacak çook! Bunu bana yapmayacaktın
sennnn..”

Bir kadını çok sevdiğimi düşünüyorum.Ona aşık olduğumu.Onu hayatımın bir parçası olarak gördüğümü ona her şeyden çok değer verdiğimi.Mutlu bir birlikteliğimiz var…Aklınıza gelebilecek her konuda birbirimizi tamamlıyoruz.
Duygusal olarak, bedensel olarak birbirimizin yarım kalan diğer parçası olduğumuzu düşünüyoruz.Mükemmel bir uyum abidesiyiz.

Sonra bir gün, bu kadının hayatını ilgilendiren bir konuda seçim yapmak zorunda kalışına şahit oluyorum.Yurt dışında kendisine sağlanan büyük bir kariyer fırsatını bana tercih ederek gitmek zorunda kalıyor.Sizce ona duyduğum aşkın bana verdiği acı, bu aşkın nefrete dönüşmesine sebep
olur mu? Olursa neden?

Adam “Senin mutlu olman için her şeyi yapabilirim..”
Kadın “Seni mutlu edebilmek için her zorluğa katlanırım..”

Gerçekten mi? Gerçekten yapabilir miyiz bunu? Yani sevdiğimiz insanın mutluluğu için kendi mutsuzluğumuzu göze alabilir fakat aynı derecede sevmeye devam edebilir miyiz o insanı? Yoksa onun bazı mutlulukları bizim tepemizi attırmaya neden olacak sonuçları beraberinde getirebilir mi? Yani o bazı mutluluklar sevecen, kibar, anlayışlı aşk adamının yerine somurtkan, kaba, anlayışsız bir mahalle serserisi haline gelmemize sebep olabilir mi? Bu durumda ayyaş olma ihtimalimiz nedir?

Tabiri caizse “dağılmamız? ”

Peki ama nedir bizi bu kadar dağıtan sebep? Sevdiğimiz insanın bizi sevme şekline duyduğumuz tepki, kendi sevgi anlayışımıza bir tezat teşkil etmez mi aynı zamanda? Asıl soru şu? Biz aşk’ta en çok neyi severiz? Sevmeyi mi? Sevilmeyi mi?

Sevilmek bir manada ayrıcalıklı olmak duyusunun zirve noktasıdır. Seviliyorsak iyi hissederiz kendimizi.Seviliyorsak güvendeyizdir.En yalnız kaldığımız zamanlarda bile o kişinin bizi sevdiğini düşünmek, bunu bilmek yüreğimizde milyonlarca kişilik kalabalıklardan daha fazla bir çokluk duygusu oluşturur.Kendimizi güçlü hissederiz. Bizi mutlu etmek için uğraşan birinin var olduğunu bilmek, mutlu olmanın kolay ve zahmetsiz yoludur bizim için..

Ama sevmek aynı şey değildir.Biraz külfetli bir durumdur sevmek.
Ağır işçilik gerektirir.Koşulsuz olmayı başarabilmenin, “benliksiz” bakabilmenin, karşılıksız verebilmenin kavrama süreçlerinden hatasız geçmeniz gerekir.Bu noktada yapacağınız her hata sevdiğinize değil, seviliyor oluşunuza aşık olmanız gibi bir anlam ortaya koyar ki, yıllarca
aşık olduğunuzu düşündüğünüz, yanıp tutuştuğunuz insan, bir gün bu
sevgisini azalttığında, yada değiştirdiğinde, sudan çıkmış balık haline
gelir ve en sonunda, acılarınıza ızdıraplarınıza aşk adı vermek gibi komik
bir duruma düşersiniz.

Sevmek sevilmekten her zaman önce gelmelidir aşkta.Sevmek sevilmekten daha güçlü kılar insanı çünkü.Sevmek sevilmekten daha fazla “sen” der.

“Ben” kavramı ortadan kalkmadığı sürece “Sen” i sevemez kişi.Çünkü “Ben” sevildiğini bilir.Sevilmeyi sever..Bu aşkın en “bencil” halidir oysa.Öfke, acı, sertlik bencil bir aşkın sonrasında ortaya çıkan eylemler bütünüdür.Kişi çoğu zaman “sevdiğini” değil, “sevildiği hissini” kaybeder aşkta.Nice zaman sonra, çok az kişi, en çok kendini sevdiğini bilir, anlar, öğrenir ama…

Söyleyemez..

Bir insanı olduğu gibi sevebilmek gerçekten zor iştir.Onu bir şekle sokmaya çalışmadan, onu istediği renge boyamadan, onu olduğundan farklı bir insan olarak görmeden ya da görmeye çalışmadan, saf doğal ve yalın haliyle sevebilmek, başarılması en zor şeylerden biridir.Ve bir insan, bütün hayatı boyunca bunu belki de hiçbir zaman yaşayamaz..

İşte bu yüzdendir ki, insan ilişkilerinde genel olarak, ikinci şık tercih edilir.Sevilmek duyusunun ağır bastığı, hoşlanılmak iç güdüsünün temelini oluşturduğu sevgiler yaşarız bizler.Bizim günümüzde aşk diye anladığımız kavram bu temel üzerine oturmuştur..Her iki tarafta farkında olmadan aynı şeyi yapar aslında.Sadece biri diğerine oranla biraz daha az yoğunluklu hareket eder.

Hayatımız boyunca “sevilmeye müptela olduğumuz aşklar” yaşarız..Ama hayatımız boyunca “gerçek manada sevdiğimiz” bir insan bulamadığımızı fark edemeyiz bile çoğu zaman..

“Sevdim seni..günahını örterek..Suçunu yüreğimde saklayıp gömerek.Sevdim seni…Gülüşün kadar göz yaşını da, sevincin kadar hüznünü de, gelişin kadar gidişini de..Seni sevdim ey yar..Varlığın kadar, yokluğunu da an ve an özümseyerek…”

Var mı böyle bir sevdiğiniz?

Mutlu aşklar….

Uğur Deniz Ülkegül
Kayıt Tarihi : 24.1.2006 13:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehtap Şenörgen
    Mehtap Şenörgen

    .......................


    Kal huzurla.....ama bil,beni ağlattın bu yazınla dostum...

    Mehtap

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Uğur Deniz Ülkegül