Ne zaman sevdalansam kol kola seninleyim,
kıymık kıymık duvar bedenlerinde gezinirim
bazan kısa, bazan uzun sürer kırılmışlığım.
Hep yanımdasın, söyleşir gider gölgelerimiz,
olmazsan da duvarlar var eder seni,
sana eşlik etmeyi kendime zanaat edinmişim.
Yürümezsek de birleşir gider gölgelerimiz,
bilinen yolları bırak, hiç taşımadılar ki bizi.
Ne bulduysam duvar yazılarında buldum,
korkma, yaklaş, uzat elini, kapa
belki dayanmaz gözlerin duvar kayıtlarına.
Yürü, sevdiğinin kolunda değil misin,
benim değil misin, bana gelmiyor musun;
dizmediler mi sevgimizi duvar dibinde kurşuna,
yiğit bir delikanlı gibiydi o duvar, çökmedi yere!
Adımla, sesim eşlik ediyor sana, o duvardayım,
yaklaş umutsuzluğa kapılmadan.
Parmaklarının okşandığı, ayaklarının ağırlaştığı
Ve kalbinin sıcak bir buğuyla ıslanıp yıkandığı
anda dur, çıkarma sesini, kurşun aşka işlemez.
Tüm varlığımla seni bekliyordum, uzat ellerini
gözlerini açmadan, dokun duvardaki yaralara,
elinin öpüldüğü izdeyim.
Güldestan Gibi, toplu şiirler, 2.baskı
Abdullah KarabağKayıt Tarihi : 6.2.2006 18:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!