SORU
Hangi dilde yağan yağmur bu
hüzne alışık kentlerin üstüne? *
YANIT
Kayası, dolambacı, kıskacı bol
Saydamlık arayışında bulanık
Durgunluk arayışında kabarık
Ölümün en yakın dostu
Tökezleyerek ilerliyor suyun dünyası
Yaşam dilinde yağan yağmur bu
Yıpranmayı hesaba katmadan sürtünen ağaçlarız
Sürtünme noktasında bir sessizlik uzayı büyüyor hep
Orada çırak ömrümüzün alnındaki dalga çatlaması
Çukurları dolduran kum fırtınası
Sahibinin sesini duyan köpek gibi uslanıyor
İsteğin çaktığı şimşeklerin ardından
Soluk soluğa kalıyoruz düşlerin yamacında
Aşk dilinde yağan yağmur bu
Bu iki dildeki yağmurun tılsımı ıslatıyor bizi daha çok
Öteki dillerde yağan yağmurlar birer ahmakıslatan
SORU
Nasıl tanıdı üzüm taneleri
reklamını salkımların? *
YANIT
Bunu görmek için Bordeaux’ya gitmeli
Üzüm taneleri güle baka baka kararıyor orada
Omca sıralarının önündeki sunağa
Yatırılmış gülün başı
Hastalığın baltası inmezse boynuna
Yerini yapabilir üzüm tanesi salkımında
Gülün kokusundan değil
Korkusundan tanır salkımın reklamını
Kayıt Tarihi : 18.9.2018 11:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!