Söyle Kemancı;
Ne oldu sana böyle, kemancı?
Elde bu maharet ne?
Yerde bu sefalet nedir?
Kasırgalar estirmekte,
Ruhun.
Toprağa bulanmış
Teninde
Bu atalet nedir.
Canları celp ediyor,
Yanık sesin.
Kaldırım üstünde
Bu hayalet nedir.
Halka sadıksın
Bu aşikar dilinde.
Peki kendine
Bu ihanet nedir?
Dokunurken, yüreklere
Mızrabın,
Bin ah ile,
Kase-i gamdan,
Feleğin çemberinde
Bu esaret nedir.
Tavuklara inci
Serper gibi yerlere,
Serpiyorsun gözyaşlarını,
Kenara koymuşsun arı hicabı,
Salıvermişsin bir mendil üstüne
Vakarını,
Hayvanlar ezip geçsin diye mi?
Seni sana küstüren
Melanet nedir?
Kayıt Tarihi : 31.10.2008 14:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir şehrin işlek caddesinde, belli ki talihine küsmüş bir kemancının yürekleri yakan keman sesi hiç kulaklarımdan eksik olmaz. Sanatçı diye ortalıkta dolaşanlara taş çıkartan bir sanatkar edasıyla bütün derdini sitemini kemana yüklemiş yanık yanık çalarken, önünde geçenlerde mendiline sadaka bırakıyordu. Çok üzüldüm.
![Ömer Liman](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/31/soyle-kemanci.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!