Büker boynunu bahçe boyunca güller
Senin kanat seslerine öykünür dizelerim
Bir sabah kalbimizde birden ötüver
Gözlerinin sonsuz ufkuna eklenmek isterim
Kanatları koparılmış tutsaklarız biz
Ve atılmışsız aşağıların en aşağısına
Ey Hüthüt Kaf dağının kılavuzu
Söyle duysun Süleyman Peygamber de
Söyle kaç kanat çırpışıyla gidilir
Uzaktaki evimizin sıcak ışıltılarına
Sanki hiç yaratılmamış gibi Dünya
Sanki hiç tufan olmamış yerler yarılmamış
Hiç uzatılmamış gibi Havva'ya elma
Sanki hiç çöl geçmemiş gibiyiz
Hiç peygamber öldürmemiş
Hiç tapınak yıkmamış gibi
Sanki hiç gidilmemiş cennet
Hiç boylanmamış cehennemin dibi
Ölünce kanat takılan garip kuşlarız biz
Bir yanımız yeryüzü çamurundan
Bir yanımız uzak yıldızlardan
Daha kaç kanat çırpışı var Hüthüt
Daha kaç günahımız var sevaba
Öyle bir batmışız ki girdaba
Bir tekimiz kanat çırpmayınca
Yuvaya uçamayız hiçbirimiz
Ardın sıra çok yorulmuşuz bu oyunda
Büyülenmişiz El Attar'ın dizelerden yolunda
Arınmış kalplerdeki aşktanız biz
Şimdi tükeniş şarabından içmişiz
Şimdi hangi kanatlar taşır bizi Hüthüt
Hangi testiden dökülürsen dökül
Hangi otun çubuğundan tütersen tüt
Yeter ki söyle bize gizlerin gizini
Ardın sıra sürelim Dost'un izini
Ne mağaradan ne köşkteniz biz
Ateşten ve ışıktanız biz...
Kayıt Tarihi : 9.7.2016 11:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!