Sen doydun mu bu hayata?
Yeter yaşadın mı?
Trompetinle en sevdiğin şarkıyı çaldın mı son günlerde?
Engin sulara sadece kendin için açıldın mı teknenle?
Derinlerine daldın mı hayatın, büyük denizlere bakarken kendi içinde?
Sorulması gereken soruları sordun mu?
Cevabını bilsen bile, cevabı olmasa bile, cevabından korksan bile?
Çocukluğunu düşündün mü? Yalnızlığını, terk edilmişliğini.
Ve sonradan kavuştuğun anacığına olan buruk sevgini.
Pişmanlıklarınla barıştın mı?
Pişmanlıklarının özneleri ağlarken senden eksik evlerde, her şeye rağmen çağırdın mı zor gününde?
Dağ gibi dururken sevdiklerinin arkasında, karşılarına geçip yoruldum diyebildin mi?
Kuzguni saçların saklarken yüreğine düşen akları hüzünlendin mi?
Sevilmekten korkmadan gülümsettin mi yüzünü?
Çatık kaşlarının gölgesinde sakladığın kederini akıtabildin mi gözlerinden?
Gücünü sevenlere güçsüz yanlarını açabildin mi çekinmeden?
Benim gücüm kederimden diyebildin mi yeri geldiğinde?
Belki saklamadığın, saklayamadığın eski resimlerdeki güzel kadını özledin mi tüm kalbinle?
Söyleyebildin mi ona, kaç geceler usulca düşlerine girdiğini.
Rakıyı derdinle bulandırmadan içebildin mi çilingir sofrasında?
SÖYLE BABA, yeter yaşadın mı?
Küçük kızına masal anlattın mı?
Onun uzun saçlarını okşayıp göğsünde yatırdın mı?
Sana benzeyen yüzünde kendi aksine baktın mı?
Küçük kızının iri gözlerinden, senin için akan yaşlarda haykıran çığlıkları duydun mu?
O hep hastalanırdı, ateşlenirdi senin yokluğunda bebekken.
Hala ateşlenir yokluğunda, büyümedi işte.
Yokluğunla yandığı ateşin sıcaklığını sende hissettin mi?
SÖYLE BABA! yeter yaşadın mı?
Babalar dağ gibidir ya hani,
Yıkılmazlar ya, en büyüktürler, en güçlüdürler, en güvenli sığınaklardır ya hani.
Olma baba, olma.
Dağ gibi olma, en büyük olma, en güçlü olma, sığınak olma.
Yeter ki gitme!
Biz hiç masal dinlemedik senden.
Hadi baba bir masal anlat bize.
Bir varmış bir yokmuş, bir baba kızlarıyla bir oyun oynamış, kızları gerçek sanmış, üzülmüş.
Oysa babanın yaptığı bir oyundan ibaretmiş. Baba kızlarının ne kadar üzüldüğünü anlayınca, oyun yaptığını söylemiş, onlara sarılmış de.
Sarıl bize.
Ben büyük kızın.
Bana ilk bisikleti aldığın yaştayım şimdi.
Elimden tutmuştun ilk denememde.
Sen varsın diye korkmamıştım düşmekten.
Ve düşmemiştim bile.
Sonra, büyüdüğümü hissetmiştim kendi başıma giderken.
Kendi başıma gittiğimi sanmıştım oysa.
Şimdi anlıyorum.
Ne kadar uzakta olsan da, varlığın her zaman görünmeyen bir el gibi oldu ellerimde.
Belki söyleyemedim sana seni ne kadar sevdiğimi ama şimdi bil,
Çok keder taşıdı yüreğin belki artık acılarını artık sil…
Belki bedenin soğudu ama elinin sıcaklığı hep kalacak ellerimde,
Ve yüzünün gülümseyen hali saklı kalacak ağlayan gözlerimde…
(EYLÜL 2010)
Oya ErişmişKayıt Tarihi : 18.3.2011 10:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!