İçeri ilk girdiğinde huzura dönüşen o kokun,
Hangi tütsülerin nağmeleriydi öyle…
Sahi, neydi bizim hikayemizin adı?
Üflediğin Pan flütte?
-Bahar süzülen son bir vals miydi bir gecede...
Ve senden öncesi şuurumdan nasıl silinip gitti öylece.
Yasak elma dedikleri şey neden bu kadar lezzetliydi.
Hangi sevişme bu kadar meşru,
Ve hangi aşk bu kadar yasal olabilirdi?
Zerre kadar yanmadı içim.
Günahkâr da sayılmazdım...
Yatağında akan su misali
Sanki evimdeyim...
İnsan en çok evini özlermiş derler ayrılıklarda.
Bil ki;
Hiç bir gidiş yakmayacak bu kadar canımı.
Bir kelebek tozu kadar silik ömrümde.
Ayrılığın en sahih kıyılarında serilirken kadife yataklara
Söyle adamım?
Nasıl vardı ellerin,
Ellerimi bırakmaya?
Kayıt Tarihi : 3.11.2020 15:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!