Şövalye Şiiri - Pervin Gökalp

Çanakkale ruhumuzu koruyalım hep
Peygamberler duacımız olsun gidenlere
Sırat köprüsünün keskin yolu
Gül olsun cennet olsun ayaklarına
Adım kaktüs yılın ölüsü romanında
Geleceğin tarihi alıntısıyım
Çimento dökseniz de ayaklarıma
Tarih makas değiştirirken beynimi donduramazsınız
Koç bilekli aşk ve evlilikler
İşte zor insanlar birlikteliği
Sakız ağacı gibi yapışır temizlenmez bir türlü
Cazibesi kalmamış bir aşka
Sırlarını anlatsan ne fayda
Öpücük kokan odalarda
İhanet aklı esir almışsa başka
İntikama gerek yok sil gitsin ya da git
Son şövalye sen değilsin ilk hiç değil
Mevlana’ ya sığın hayat derslerinde
Sıcak bir aşk masalı düşle mesela
Son kare şaşaalı olmalı
Ruhunu genç adama, gerçek aşka bırak
İnsanı tanımaya çalışma yaşa sessizce
Öf deme çöpe atarken sevdayı
Enerjini havaya suya ver
Bir hayalin olmalı, farzet;
Olmayan torunlarına mektuplar yaz
Kırlangıçları anlat, direnişlerini mevsimlere
Gözyaşlarını cennetin anlat
Aşkın dilini kullan yazarken kırılgan
Küçük tatlı bir kız 15’ inde hayatı sorgularken
Solgun belleğinin öykülerini sun
Müzik aklı huzurlu kılıyor
Anlam ve anlamsızlığı sorgulamamayı öğren
Hayatın içinde sadece bir nefessin unutma
O şarkı sensin o film senin senaryon
Eleştiri bekleme yaşanmış adı üstünde
Aşk fasikülü mucize ordusu gibidir
Kaybedecek bir şey yok cesur ol
Yağmur dağına giden yolu ara
Bereketli yeşilini nemli toprağını doğanın
İsyanın içinde ve sessizce olsun belli etme
Sıçra önüne çıkan her engelde
Yanmak için kor ateşler arama
Yürek yangını iyileşmez bilmem kaçıncı derece yanıktır.
Sırt sırta verilecek sevgili bul
Mantık arama aşkta o zaman aşk olmaz çünkü
En sevdiğin pastadan aldığın minicik ısırık tadıdır aşk
Gel beraber evcilik oynayalım
İstanbul şifremizi çözemesin
Bir numaralı tanık tanımasın bizi
Sinemada film izlemeyelim bu defa yönetmen olalım
Harika buluşlara imza atalım
Arkadaşım için beklemediği bir yardım belki
Din güzel ahlaktır kişiyi geliştirir
Öyküsüz bal çiçekleri ekelim bahçeye
Hoşça kal yanlış seçimlerim hoşça kal
İnci tanesiydiniz sıralanmış ipte taşıdığım
Buse cinayetleri sonrası katilinizde yok
Gizli gelin oldum duvaksız, kınasız, tanıksız
Gece seslerini yine dinliyorum yalnız
Dinle küçük adam, gönlü derya deniz
Senin yıldızın, elmasın, gümüşünüm artık
Ecelim elindendir sevgili
Beni şaşırt sebebin sadece sevmek olsun
Anlamın buharlaşmasını bekleme
Lale devri nezaketler yok artık
Taşlar yerine otururken
Dedem koltuğunda buğulanmış gözleriyle dalgın
Şefkat mi bekliyor birinden? Kimden?
Şemsiyeme vuran yağmurun sesini dinliyorum yürürken
Ve bir hicaz şarkı söylüyorum içimden
Geçmişe yanma vakti geçti artık
İkinci hayatım ben geldim kucakla beni.