Sosyal olanın devinimleri büyük oranda subjektiftir. Sosyal olgu ve olayların durumları, pek çok kez, sanı ve kanıdırlar. Yani size bilinç olacak, düşünce törenizdir. Kuşkusuz bir nesnel girişme, ilişkilenme ihtiyacının, öznel anlayışla, yorumlanma sanısıdırlar.
Oysa toplumsal yapıların veya toplumsal oluşumların, sizin bilincinizden ve sizin ideal düşünmenizden ayrı, bir bağımsız, bağlantısız var oluşu, vardır. Hiçbir keyfiliğinizi tanımaz. Aksi halde toplum, çatışmacı ve üretemez olur. Toplumsal yapılar ve toplumsal sözleşmeler, bu bağımsızlık üzerine inşa olup devinir ve işlerler.
Toplumlar tarihi, halkların (etnik yapıların) oluşma tarihidir. Hiç bir etnik aidiyetlik, özel olarak kuşatılmaz. Bu tür etnik girişme kültürler, toplumsal olanı, örfi olan, feodal biçimlemelere indirgerler. Böylece ileriye yönelik sanal, toplum için çatışmacı olan, istenmeyen, ayrımcı birikmeleri sağlarlar.
Söz gelimi bu tür yapılardaki, doğal süpürmeye bir cevap olan, kontrolsüz rast gele ve alabildiğine olan nüfus çoğalmaları, bir verimsizlik çatışma alanınızdır. Gereksiz kaynak israfınız ve sağlıksız yapılaşmanızdır. Ve de refahınızın gerilemesi olacaktırlar. Çünkü otomasyonlaşma zaten çalışanı işsiz kılmaktadır. Halbuki etnik göz güncel belirimi görmez.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta