Sosyal Ve Toplumsal Girişme 8

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Sosyal Ve Toplumsal Girişme 8

Buralar da egemenci dildi, şu bu tür tartışma, verimsizlikten başka bir şey doğurmaz. Sümer dili uygarlık yaratabildiği sürece yaşamış, kültür ve tekniğini sıfat ve isim ad olarak, diğer kültürlere aktarmış. Kendisi tarih sahnesinde çekildiği halde diğer diller içinde egemenliğini hala sürdürür olmuştur.

Dil egemenliği böyle olur. Tarih içinde üretememiş, toplumlar arası girişimlere maruz kalmamış dil, elbette egemenci olamayacaktır. Elbette toplumsal ittifak içinde ortak kullanım dili olarak, paylaşılmayacaktır. Kimseler size bunu lütfen olarak ve insan hakkı diye sağlayamaz. Sağlasa bile; atıl, cılız, kalıp; bir zaman sonra tümden terk edilmeğe mahkûm olurlar.

Bir Arap dili bile, sırf bir dini kültür ortaya koyduğu için, 60 kadar toplumun dili içinde kendisini egemenci kılmış, bir yayılmayı göstermiştir. Yani dillerin işlerliğini, sizin tarih içindeki bilim teknik edebiyat olarak oluşmalarınızla var kılınırlardır. Taşıma, kopya kültürlerle, diller, tercih edilen bir sahne alışı veremezler. Toplumlarda zorunlu olarak sanatını, bilimini, teknolojisini uluslar arası ilişkiler dilini, ortak toplum dili ile yaparlar. Ve hep birlikte o dili geliştirirler.
Mutlaka her toplumun dili bir zamanlar etnikti. Ama yüzyıllar içinde toplumsal bir evrimle toplumların dili oldular. Toplumların dili de giderek en gelişmiş, diğer dillerin kullanımına en çok sirayet etmiş sözcüklerden, insanların yatkınlaştığı sözcüklerden bir dil belki de giderek dünyanın dili olacaktır. Siz toplum olarak buraya bilim sanat teknoloji olarak ne kadar yansırsanız o kadar payidar olursunuz.

Bir dil artık ilk etnik hali ile değildir. Yeni toplumun öz gücü ile geliştirilip, toplumun malı olmuştur. Artık o dil, bir zamanlar, bir etnik yapının dili olmuş olabilir. Ama şimdiki hali, o etnik yapının bile uhdesini aşmış, bir somut soyut birikime gücü ile kontrol edemeyeceği, şekilde gelişip devinmiştir. Toplumun gücü; artık hiçbir etnik gücün, kendi başına kaldırıp taşıyamayacağı bir güçtür. Bu tıpkı topluma bir şehit vermek gibi, şehit etnik boyutu silip süpürecek denli, aşkın bir toplumsal güçtür.

İnsanın sosyalleşme girişmesinde; rutin avcılık ve meyve toplayıcılığı, iş birlikleri vardı. Bunlar alışmalı tekrarı eylemlerdir. Her gün yeniden ve yeniden tekrarı benzeşerek, üretilen eylemlerdendir. Yani bunlar, yinelenir davranışlarını, anlayışlarını kanılarını, oluşturan müktesebatları idi. Müktesebatlar kendinden önce ile biriktirilen, kazanılan, edinilen, bilgi, davranışın gelenekleşen teamülleridir.
Sosyal birlikle yaşantılaşma ilk başlarda, sürü yaşamın hemen yanı başı ile ondan kısmen ayrılacak olan bir gelişmedir. Yeni oluşan öznel mantığın, soyutlama gücünün; ezberleme, alışma becerileri üzerinde dönüşen, iletişen bir işlev araçsallığıdır. Hatta ilk meslekleşme denecek oluşma bu sosyal birliklerde görülür. Gezgin yaşamın ateş yakıcıları ve ateş söndürücüleri olmalıydı.

Haldeki sosyalleşme ise, halksal alandadır. Toplumsal üretimden gelen refahın tüketilişini yaşantılar Hem de etnik varoluşları yaşantılaşmayı, üslenmiş aktarımlar girişmesidir. Toplumda sosyalleşmenin yerini, üretim yükümlülük ilişkileri almıştır. Toplumsal siyaset ve toplumsal bilim almıştır. Yine sosyal olanın yerini, uluslararası diplomasi, genel sosyal bilim, geleceği planlama vs. gibi farklı konjonktürsel biçimlenmeler yer almıştır.

Bunların yanı sıra, eski sosyal yaşantılarında, örneğin av peşinde dolaşır olmaları, yani av süreği, diğer sürü yaşamla benzeşen girişme idi. Ya da konaklama yapmaları veya akşam güvenliğine çekilmeleri de vardır.

Güvenlik alan yerlerinde, ateş yakma, yakılan ateşi, en azından bir süre daha, ikamet olarak kullanılan yerlerde, yanar vaziyette hazır tutmak, gibi periyodik denecek tutumları da, vardı. Cinsel sağlayın, kur yapma birikmesi ve düellosu da vardı. Tıpkı sürü yaşamdaki gibi.

Tekrar tekrar tekrarlanabilir eylemlerden, daha da yenilerinin biriktirilmesi ile bir müktesebat yaratır oldular. Böylece tekrar eden davranışların sosyalde karşılığı kurallaşma, gelenek oluyordu. Böylelikle sosyalleşme tutumları; kendiliğinden organize olmaya başladı. Bu bir kazanımlar bir uyumlaşışlar harmonisidir.

Bir geri birikimin, sosyolojik geçmiş zamanın, ileri doğru sürülüşü idi. Bir, kendilerini kontrol etme ve düzenleme ve düzeltme yetenek becerisi idi. Geçmişi ve geleneği, konturlarıyla oluşturmaydı. Bu tür biriktirişler sosyal sistemin bir aynaya bakışı ve kendisinse çeki düzen verişi, geri bağlanma yasası idi.

Tekrarı davranışlar, temelde geri etkileşimli, önceki örneğe göre; fazlayı kırpma, eksiği benzetme veya tamamlamadır. Yani bir oluşma referans kaynağa göre, kendisini kontrol eden, düzeltme eylemidir. Bir müktesebat edinmek, müktesebatı biriktirmek ve müktesebatı muhafaza etmek aktarmaktır.

Sosyal oluşmanın, bir etnik şartı var. Ve bir de halk bilinci vardır. Ki insanın sosyalleşmesi, sadece; sosyal öznel aidiyetlikler üzerinde ve etnik soy oluş yapılanması, temel verileri üzerinde işlerler ve gelişirler. Böylece etnik olarak devredilen şart; aynı zamanda yeni benzerlerin, üzerine ilave edilebileceği anlamaları da kabul eder. Bu türden sosyal gereklilik şartı; öznelliğinizin ve kendi keyfiliklerinizin biçimlediği, yapılar da olabilmektedir.

Bu anlamda, sizi çekimleyen, eksenleşen, etrafında dönendirerek sizi o sosyal birimin aidi kılan cazibe alanıdır. Ve süreç içinde ikmal edilişlerinizle tamamlanan bir yapı, oluşturlar. Araya süreç girdikçe, başlangıçtaki verili keyfilikler; ya da, o tür algılarla verilenen yapıların, aksama çelişmeleri ve sürtüşmelerinden ötürü, sürekli yenileşen düzeltme ve düzenlemeleriyle aklileşecektir.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 6.12.2009 21:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya