Sosyal Ve Toplumsal Girişme 6

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Sosyal Ve Toplumsal Girişme 6

Sosyaldeki bu öznel aidiyet yansımaları, süreçle; nesnel ilişkileri paylaşma ve bölüşme gibi; yerine getirilmeli davranışlarda görülecektir. Ödevsel becermelerimizle, aksama gibi süren beceriksizliklerin ilişkiler sürtüşmeleriyle yorumlanacaktır. Bu yorumlamalar zorunlu olarak, kısmen nesnel ve kısmen de öznel akacaktır. Şu da, unutulmasın ki, öznel yansımaların durumu da nesneldir. Öznel yansımalar ilânihayece de, nesnel tecrübelerinizle ikmal edilirlerdir. Tıpkı aidiyetliklerinizin zaman içinde, nesnel yasallıklı olmaya kayışı gibi.

Hem bile minimal düzlemlerdeki kuantlar boyutlu, süredurum girişmelerinin sürtüşen yansıması ile nesneldirler. Hem de bunlar, dışsal ilişkin çevrenin, süredurumlarında, asimetrik, sürtüşen süreçlerle olan durum ilişkilenme yansımalarıdırlar. Yani ilişkin nedenselliktir. Nedensellik; neden-sonuç arası, ya da; neden- sonuçlar arası bir ilişkidir.

Sosyal olaylarda, nedenler, (ilişkilik-aidiyetler) davrandıran bir otorite gibi belirir. Sonuçta da meşruiyetlik içinde olmanız gibi, bir ilişki zaman biçimini sizle tutumlaşır. Tüm bunların temelinde, bir yasallı oluş, bir ilkeli oluştur. Yani aidiyetlik yinelemeli zaman devinimli olmaktır. Zaman süredurum bağıntısıdır. Yasalar genelleştikçe evrensel karşılıklı etkimedirler. Tikelleştikçe de, özel ve öznel şartların ürünü olan, her yerde geçerli olamayan, karşılıklı etkime, girişme durumudurlar.

Süreçli sosyal bağıntılı durumlarımız, toplumsal bağıntılı duruma gider. Geçmiş zaman durumları, kuantik zaman durumları gibidirler. Eski ilişki bağıntılı, sosyal durumlarımız yeni içinde, yeni girişme biçimi ile var olacaktır. Yeni ile eski (etnik) girişme biçiminizden hiç eser kalmamış gibi olacaktır.

Örneğin aynı totem aidiyetliğinden olmak, etnik bir evlenme biçimidir. İç evliliğinizi meşru kılar. Sosyal ittifakların yeni yapısı içinde, iç evlilik kuralı değişerek ayrı ayrı totemden olanların evliliği meşruiyet biçimine dönüşmüştür. Bu yüzden etnik totem aidiyetinizi bilmek, önceden iç evliliğinizi sürdürmek için gerekli iken; şimdi evlilik yasağınız olan kişileri bilmek için zorunlu olmuştur. Aynı bir etnik totem aidiyet biçiminde olmak artık, ''siz evlenemezsiniz, çünkü kardeşsiniz (aynı totem soy atadansınız) demek olmuştur. Bunlar sosyalin kutsal olanları toplumsal olana doğru girişme ve kurumlaşmadır.

Toplumsal yapıya giden sosyal organizasyon, tıpkı lambalı bir elektronik devrenin ilişki koşulu gibi bağıntı ve geri beslenme koşulları ortaya koymaya başlamıştı. Ki bu ilişki koşulları kapsamları da; elektriksel polarmalaşmadır. Devre elemanlarıdır. Elemanların aktif ve reaktifleridir. Girdi çıktı bağıntıları gibi bir yığın ilişkilenme girişimlerini içerirler.

Bu içerme ve girişmenin aynısını siz, yeni durum ve yeni elektronik ilişkilenme ile koruyamazsınız. Yeni ilişki durumu olan, transistorlu bir elektronik devreye, lambalı devreyi uyguladığınızda, bugünkü verimi alamazsınız. Aynı yapı ilişkileri içinde, lambalı (etnik endeksli) koşulları, transistör endeksli koşul ilişkisi içinde, tutmak mümkün. Giriştirmek mümkün ama bu devre size bugünkü boyutuyla ve hızıyla beklenen hizmeti vermez. Böyle yapının enerji sarfı çok daha fazladır.
Ama lambalı devrenin teknik bilgisi ve elde edilen benzer veriminin de yeni koşul içinde bulunması lazım. Bu da elektronik devrelerin nesnel ve yasallıklı koşuludur. Lambalı devre verimi yeni koşulda transistörle sağlanır. Biri gerilim esaslı çalışırken, transistör akım esaslı çalışır. Transistörün, transistorlu süredurum koşulu içinde olması şarttır. Temel ilişki koşul yasal ilkeleri sürmektedir fakat transistor koşulunda, lambalı devre ilişki koşulu süremeyen, bir konumlama olmaktadır.

Yani transistorlu devreler, ne lambalı devre sistem işleyişinden ayrıdır. Ne lambalı devre sistem işleyişinin aynıdır. Yeni eski zaman akışlı ama salt kendi eski ilişkisel bağıntıları ile işleyemez. Yeni olan yasal bilgi bağıntılıdır. Ve yeni iliş kinleşen sistemlerin entegrasyonudur. Bu entegrasyonda lambanın (etnik yapının) özelliklerini sürdürmeniz, hiç gerekmezdir de.
Müsaadenizle burada biraz siyasete değineyim. Devrimlerimizin yapısal süreç eksikleri ve bileşenleri tamamlanmamıştı. Çağdaş bir kervanın gide gide yolda oluşturulması ve eksiklerin güncel olanla tamamlanması mantığı ile yola çıkarılması idi. Sevgili Gazi hazretlerinden sonraki tüm yönetimler, süreci yönetememişlerdir. Devrimleri ve kalkınmaları sürdürememişlerdir. Konjonktürü hiç değerlendirememişler. Siyasetin üretemeyen, kısır banal çekişmeleri ile işi kotarıp götürmüşlerdir.

Yasal yönetme sorumluluklarının hesabını vermemişlerdir. Ve hiç hesap sorulmamıştır. Ne siyasetler toplumun denetleme mekanizmalarını çalıştırıp sorabilmiş; ne de, halk bunu istemiştir! Siyaset, en son şu sığlıkla sürdürülmüştür: seçimlerde vaatler verilirken “karşı taraf, en son ne teklif ediyorsa, size ne veriyorlarsa, beş fazlası da benden ' diyen mantıkla, halkın alkışı ve şaşaası ile siyaset yapılır oldu. Bizler de, böylesi bir duyum ve politikaları sindiren, seçmen ve” en iyisini halk bilir”” olduk.

İrtica ya; insan hakkıdır; kültürümüzdür; halk istiyor mantığı ile yaklaşılarak; akıl almaz sayıda kuran kursları, imam okulları açıldı. Bunun en demokratik dile getirilişi de, ''efendim bunların finansmanını halk sağlıyor; kime ne? Söylemli aydın yobazlığı ve gericilik bulaştırıcılığıdır. Kimi aydınlar ve siyaset bu bulaştırmayı çok çok yapmışlardır. Bu, zehir kusmayla eşdeğer bir söylemdir. Toplumsal aidiyet ve oluşuma bu göz ile bakılmaz. Bu bilgisizliktir. Veya menfaati bir söylemdir. Bütün tarihi süreci, insanlık tarihini yok saymaktır.

Toplumsal ilişki ve girişme değişkenlerine bizler; “ ne yapalım yani, halk finanse ediyor”” diyen bir meşruiyetlik mantığı verirsek eğer; bugünkü cebelleştiğimiz terörü de, yer yer halkın finanse etmesi nedeni ile şimdi susuyor, katlanıyor olmamız gerekmez miydi?


Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 2.10.2009 03:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Öcal
    Osman Öcal

    Seçimlerde, bol sadaka, poşet içi yardımlar, beyaz eşya ve mobilya gibi bütçe dışı harcamalar, tekrardan topluma, artan ve katlanmış zamlar olarak yansır. Sadaka dağıtan siyasete de (söylenene göre dört milyon eve kömür dağıtılmış) oy olarak yansımakta. Bu da, demokrasi olmaktadır

    YENİ MODA DEMOKRASİ(!) BU OLSA GEREK. AZ VERİP ÇOK ALMA, TEMBELLİĞE İTME VE MUHTAÇ DURUMA GETİRME DEMOKRASİSİ. TEBRİKLERİMLE SELAM LAR HOCAM.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Bayram Kaya