Sosyal olan, bir insan-insan ilişkisidir. Sosyal olan, öznel, sosyolojik ve etnik kültürlerin ilişki bağıdır. Buna rağmen sosyal olanın genel davranım etkinlikleri, halk yaşamı olarak da dile getirilirse de halktan biraz fazla bir yaşantılaşmadır. Halk daha donuk ve gelenekçi bir görünme iken, sosyal yaşam, halka göre biraz daha kozmopolittir. Daha evrensel oluşludurlar. Bir toplumun halk bileşeni, halkın öznelliklerini konfederatifsi ilişkilerler. Bu halk içi konfederatifsi etnik yapı, kısmi serbestlikleri içeren, öznel ilişkili alan gruplarıdırlar.
Sosyal olan, başlangıçta doğada sağlayışın tüketmesi ile öznelliklerin yaşanması idi. Yaklaşık sekiz bin yıldır da değişken toplumsal sağlatışları lüks tüketen öznel yaşamsal ve ilişkilenmelerin girişmesidir.
Toplumsal olan, üretimseldir. Nesnel, teknoloji insan ilişkisi eşittir üretmedir. Toplum temel gereksinimlerin organize oluşla ve karşılıklı bağıntılı yükümsel sağlanışıdır. Sonuçta sosyal hayatımıza refah olarak yansıyıp, hem toplumsal olanı, hem sosyal hayatı sürdürmektir.
Sosyal (halkın) yaşamın; bir toplumsal, bir öznel yaşamı vardır. Toplumsal hayatın ise sadece toplum yaşamı vardır. Toplumsal insan sosyal yaşam için, halk alana gitmek zorundadır. Sosyal hayat (halk) bu bağlamda, toplumsal hayata yansıması işsiz kılınan bireylerinden ötürü, şiddetli bir eylemsellik olarak belirtir.
Sosyal birlikler yapıları gereği zorunlu ayrılıklar veren, yada sosyal doğum yoluyla, kendi mevcut yapısının dışında, birleşme ve ittifaklara meydan vermeyen bir sosyal düzey ve düzlemdirler. Oysa toplumsal yapılar zorunlu olaraktan ittifakları ortaya koyarlar. Toplum içindeki sosyal birlikler artık sosyal doğumun göçünü vermez olup unuttular. Sosyal birlikler ancak kutsal yer ziyaret buluşmaları yaparlardı.
Girişme ya da geçişme: bir cevap alma, bir ihtiyacın karşılanması, bir iletişme, bir enformasyon yayma devinimidir. Karşı karşıya kaldığı, karşı tepki ile oluşturduğu; süreç, olgu, olay bileşenlidir. Girişme, girişenlerden özellik taşır. Ve tek tek girişenlerin kendisi olmayan, bir uygun eşzamanlı olma (senkron) gidiş olgusunu verir. Yer yer girişmelerin bileşenlerine ayrılması olasılığı vardır.
Ve bu bileşkeler sonunda, sizinde bir şeyler kaybettiğiniz artma azalma gibi şiddet yoğunluklu bir dengeye gidiş kırılmasıdır. Yani girişimlerimizin sonucunda o var oluş içinde sizin, başkalarıyla birlikte %100 som var olan bulunmanız değildir. Kırpılan, sönümleşen, törpülenen, sınırlı durumlarla bulunuşunuzdur. Yani girişime sokulan ilk enerji, biraz yitmiştir. Çünkü enerji bileşenlerle sürtüşmeye girişmiş olup birazı harcanmıştır. Bir denge girişimle yeni özellikli bir uzlaşmayla konuşlanmaya dönüşmüştür.
Girişme sonucunda, elimizde güvenilir bir yol haritası vardır. Bilinir olan vardır. Yine, bir sağlayışın sonuç alır davranışı vardır. Tekrar edile gelenin, biliş alışması vardır. Çok güçlü bir eylem koyuş kılavuzumuz vardır. Ki sosyal olaylarda (halkta) bunların karşılığı aidiyetliktir.
Girişme ya da girişimin temeli; bir iş ya da eylem yapmaya yönelmenin, karşılaşma çatışmalarıdır. İnsanın yalnız ilişkilerinin girişmesi, sade ve yalındır. Yalın bir doğa, özne arasındaki ilişkiler, bir cevap biçimidir. Fazla üretken değildir.
İnsan önce sosyal bir grup, ya da topluluk içinde, davranışını giriştirip, ilişkilemiştir. Bunun yalnızlık tek başına oluş davranışlarından çok farklı bir davranış olduğunu; serbestlik, özgürlük gibi sözcükleri tartışan, yazı dizilerimde belirttim.
İnsanın bu (girişme) davranışı, bir aitleşme, bir aidiyet çekim olgusu ile sosyalleşerek güdülüyordu. Girişme; hareket üreten, gönderi yapan kaynakların, her hareketlerinin karşılaşan bir reaksiyonla biçimlenmesidir. Karşılaşma tepkimesi, 4 biçimde girişimle süreçleşir. Girişimler, sözel ve eylemsel ve düşünsel devinimlerdir.
Girişmeler sonucunda; 1- iki ve daha çok karşılaşma birbirini destekler ve devinimi daha da artırıcı olurlar. Ki devinimin yanal zaman salınışı büyür. Sosyal onay tasvibini alan, en meşru süreç devinimidir bunlar. Bayram coşkuları, ayin coşkuları gibi.
2- Ya da eğilim devinimleri, bir karşı koyuşun direnci ile sönümleşirler. Ki burada bu girişmede, toplumsal onayı almayan, söz ve edimler, girişimlerle elenip, dışlanmasıdır. Sosyal olay içinde tasvip (onay) bulmayan edimlerdir. Toplumda emaneti üslenme olgusu toplumsal girişmedir. Emanetin zimmete geçirilmesi, sönümletilecek bir girişmedir. Bu girişme, üzerindeki filtrelerle önlenir.
3- Veya o sosyal birimin, bir tür girişimlere yatkın olmayıp, isteksiz oluşudur. Kişi eylemleri de bu isteksizlik azalmasını desteklendiğinde, girişimin sürece katılma eğilimi, iyice azalıp, neredeyse sıfıra yaklaşan bir akış oluşur. Bir toplumdaki halk ve birey unsurların bilimsel eğilimlere ilgisinin azalması, inançlara eğilim gibi güçlü değildir. Ya da farklı bir dinin ülkemizde pek pek yayılamaması gibi.
Dördüncü girişme türü en kararlı olanıdır. İstatistikî ortalama dağılım sıklığı burada yoğunlaşır. Kabul edilir olanda budur. Bu tür girişmelerin ilişkilenmesinde; en kuvvetli kabul edilir girişimlerdir. Bu girişmeler kırpmalarla düzgünleşen, eksen üstü lineerimsi, ya da eksen altı lineerimsi zaman akış dalgasıdırlar. Bunlar bir çok parçalı girişmelerdir. Her bir girişmelerin beliren karakterlerinden motifleri ortalama değerler etrafında belirtir ve sönümletir. Böylece eksen durum olurlar.
4.tür girişmelerde; birbirini destekleyen, söz ve edimsel eylemler, birbirine zıt söz ve eylemler ve isteksiz oluşla tıkaçlanan ama sızmalarla sürüp devam eden girişir eylemlerinin, üçü de bu 4. tür girişmenin senkronlu süredurum olgusudurlar.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 22.9.2009 01:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/09/22/sosyal-ve-toplumsal-girisme-1.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!