Hangi dala el attık da hemen kurumadı ki? ...
Çıktığımız hangi dağı duman bürümedi ki? ...
Ağzımızı sulandıran hangi cennet meyvesi;
Avcumuza düştüğünde hemen çürümedi ki? ...
Lânet mi var? ...Büyüden mi? ...Şeytanlar mı sebebi? ...
Karşımıza çıkan her kul,neden olur ecnebî? ...
Attığımız her adıma çelme takan çok olur;
Onlar iblis soyundan mı,karışık mı nesebi? ...
Önümüzde bir yol var; çıkışlı,inişli bir yol...
Hayırlı bir çizgi bulup düşe kalka yürürüz...
Kudurmuş kullar saldırır; ne kafa kalır,ne kol...
Karartılır ufkumuz; uyanık,kâbus görürüz...
Bu öyle bir lânetlenmiş,hayret veren bir hâl ki
Şeytan bile,fâillere madalya takar belki...
Gidiyorken karşımıza çokça nâmert çıkmasa;
Hayat denen ağır yükü taşımak da nedirki....
Kayıt Tarihi : 12.9.2005 14:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!