Sorular Kitabından Şiiri - Yorumlar

Şükrü SEVER
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

aşk! aylası düşlerin! süsler
sözcüklerini taçyaprakarıyla

hep o külyatağı unutuşun
unutuluruz girilmez gecelerimize

tığ yüzlü hançer mi tenimde

Tamamını Oku
  • Nilgün Aras
    Nilgün Aras 07.07.2012 - 21:09

    Ayla, hale demektir. Güneş, Ay ve yıldızların dolayında zaman zaman beliren ışık halkası. Cismin sınırlarını silikleştirir, boyutlarını büyütür, buğulu bir görünüm verir, gerçek dışı bir güzellik katar.

    Aşk halesidir düşlerin süsler. Fakat sessiz/dilsiz bir görüntüden ibaret değildir yarattığı güzellik.
    'Süsler sözcüklerini taçyapraklarıyla.'

    Yanıltıldığımızın, bir yanılsama içinde tutulduğumuzun farkındayız. Görkeminden etkilendik, ancak, ayık kaldık.

    Üzerine kitap yazılacak kadar güzel ve güçlü bir şiir bu.


    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 03.07.2012 - 19:08

    hedef okuyucusu farklı bir şiir..şair , bu duyguları , bu sözcüklerle karşılayabiliyorsa ne yapabilir ki...okuyucu hatırı , şiirin hatırından üstün değildir diye düşünüyorsa ne yapabilir şair..Unutmayalım her şiir okuyucu henüz ortada yokken yazılır...

    şairi anlıyorum demek iddialı bir söz..ama hissedebiliyorum. bunu söyleyebilirim.

    takdir ve saygılarımla



    Cevap Yaz
  • Roza Sultan Mercan
    Roza Sultan Mercan 03.07.2012 - 18:46

    Güzel....

    Cevap Yaz
  • Feyzullah Kırca
    Feyzullah Kırca 03.07.2012 - 15:58

    Aslında kendimi bunca usta şairin arasında şair olarakbile görmem. karalıyoruz bişeyler aklımıza gelince, sonraya bırakırsak bida gelmeye de biliyor, orasıda ayrı konu da. günün şiirini de değerlendirmeyi de kendime görev bulmuyorum ama bazı seckiler için illa bişeyler yaz diye gönlüm beni zorluyor. bugün de yine öyle oldu. yazmakla yazmamak arası. neyse sadede gelelim: ben okuyan herkesin kolayca anlayacağı, sade ve kafiye ahengi olan şiirden anlarım az biraz. bu tür şiirler bize fazla lüks belki de. yani ulvi ziya'nın dediği gibi 'Dam üstünde saksağan' acep akşam olmadan yere düşer mi? Kanadına küçük bir taş gelse belkide ölür mü? Şir dolu günler.

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan 03.07.2012 - 14:33

    Pablo Neruda gibi başlayıp Bejan Matur'la bitmiş..

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 03.07.2012 - 14:11

    Mektup Diye



    akşamüstüne doğru düşüyordu sokak

    kırgın argın evler sarkıyordu balkonlardan

    camlarda birikip duran hüzün lekesi yüzler

    biz o aymaz sarhoş atlar kışındaydık

    güneşi görmek için bekledik hep, inandık



    bir bir gördünüz hepsini: üstümüze düşen çığı

    sedef işlemeli ben-zamana çalışan saatleri

    okkalı bir tükürüğe değen, çok tanrılı günler

    geceler içinden, taşıyıp durduk sözcükleri

    dursun diye baş dönmesi, yürek şaşırtan panik



    üşüyen ellerimizle, ellerimizle camdaki lekeye

    dönüyorduk küskün sözcüklerde çatılı evimize

    kirişleri kırılmış, dilimizdeki boz bulanık ağıya

    susmak taşına, uyanmamak için dilsiz güne

    bile isteye bir çığı gidiyorduk, gördünüz görmediniz.



    (Yay ve İpek’ten)

    Şükrü SEVER

    Cevap Yaz
  • Atila Yalçınkaya
    Atila Yalçınkaya 03.07.2012 - 13:50

    *******Bahar ve Müjdeleri *******


    Bir bahar gününün müjdeli rengi,
    Sunuyor insana bu hoş ahengi,
    Bir kuru yaprağın varmıdır dengi,
    ……….Yeşilden sarıya eşsiz bir sanat,
    ……….Varlığı haykırır nanköre inat.

    İnceden inceye yağarken yağmur,
    İnsanın mayası, depreşir çamur,
    Bu eşsiz sanatı mizanına vur,
    ……….Bu su olmasaydı helakti insan
    ……….Eşrefi mahluka yakışmaz isyan.

    Serilmiş önüne rengârenk bahar,
    Dağlardan denize nehirler çağlar,
    Hangi hazineden bahçeler bağlar.
    ……….Bu güç ve kudretin sahibi kimdir.
    ……….Sende ona şükret, şükrünü bildir.

    Bir bedel isterken her tür ticaret,
    Bedelsiz vereni bulmak maharet,
    Şükürle birikir her türlü servet,
    ……….Her canlı her sabah rızkını bekler,
    ………. Hangi hazineden gelir nimetler.

    Vuruyor rahmetin gölgesi yere,
    Uyanık gönüller dalıyor seyre,
    Bir tespih çekiyor dağ ile dere,
    ……….Hayatı elinde tutan bir güç var,
    ……….Geride kalanlar neyine yarar.

    Yedi kat semada yıldızlar parlar,
    Her varlık diliyle Rabbini anar,
    Dünya binasına dikilmiş dağlar,
    ……….Sende tefekkür et, Rabbine yalvar,
    ……….Rahmet yağmuruna her canlı ağlar.

    Yok iken var etti kudretli bir el,
    Bizden istenen ne, bu ömre bedel,
    Nefistir insana en büyük engel.
    ………. Nefis düşmanına dur demek gerek.
    ……….Zayi olmamalı kulluk ve emek.

    Atila Yalçınkaya


    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 03.07.2012 - 13:45

    Ağacın Diliyle



    ellerimizin arasından, o cam ferahlığıyla

    geçip giden bulut, zaman anlatısı için

    orada kurduk evimizi düşlerkuşağında

    sesimizin kısılıp, yüreğimizin sıkıştığı anlarda

    taşımadık sırlarımızı dualara, sözcüklere

    - yalnız orada, bir an olsun soluklanabilmek

    İçin, aldırmadan anıların kıyımına-

    çamurla sıvadık harflerimizi ağaç kovuklarına



    evim orada

    mevsimlerin anlık aldanışlarında





    “sizi sevmekte ölüyorum” demişti gün

    yoksa gece mi şimdi unuttum adınızı

    güzel kitap adlarını ezberliyordum

    son günlerde, oyun işte n’olucaksa

    - elizabeth smarth adında bir gecenin

    merkez istasyonunda oturup ağladım

    sokak adları, filmler ve afişler

    kop ve şaşkın kedi, aslıyok

    çingeneler uçtu



    evim orada

    çağıran tınısında yaprakların





    bir aşktan geriye ne kalır

    söylenemeyen sözcükler

    görülmeyi bekleyen incelikler

    öğrenilemeyen ağrılar kalır

    ruhun hafifleyip, harflerin ve sözcüklerin

    belleğimizden hızla geçip gittiği

    geride tek bir imgeyle bizi baş başa bıraktığı

    anlar kalır: ben geldim!



    evim orada

    unutuşun uçsuz sokağında





    gelin ağacın diliyle konuşalım

    kanat alıştırmalarıyla kuşların

    güneşe yaslanmanın erinciyle

    nasıl anlatır dağlar, dal budak

    orman içlerinde kaybolan

    patikaları, upuzun yürüyüşlerin

    nasılsa ulaşamadığı tınıları.



    evim orada

    avuntusuz adımlarınızda







    geceyi soruyorlar nedense

    korkuyu ve oyunları, kül yatağını

    yüreğimin, tenin gizli bilgisidir diye

    yalnızlıklarını soruyorlar. bense

    o siyah inciyi, kuytu sularda sakladım

    kaybolmasın diye parıltısı

    alınlık belledim akşamüstlerine.



    evim orada

    nedensiz sıkıntısında sözcüklerin.





    okul bahçesindeyiz rosa

    güzelim! saflığından konuşuyoruz

    arkadaşlarla, düşkün sevgi arsızı

    bal gibi de pişkiniz üstelik

    biliyoruz terecinin hikayesini

    nerede teklediğini yelkovanın

    ama rosa! güzelim tante rosa

    bulutlar geçiyor bahçemizden bizi bağışla.



    evim orada

    ellerinizin ayasında.





    flora seviyormuş onu, mutlu

    attila josef macarcanın sevdiği

    acı yüklü trenlerin uralı, attila

    çamaşırcı annelerin biriciği

    kardeşim! nasıl unuturuz seni

    geçip duruyorken ıssız peronlardan.



    evim orada

    balkanların pervazında.







    meis’i seyrettik gün boyu

    bir ada düşüydü teknelerin

    ipek böceği sesli kadını hatırladım

    ve çocukluk günlerini tanrının

    bir kaş bitiği yazmalı sonra

    yüzünüzü unutmamak için.



    evim orada

    rüzgar dilinde yelkenlilerin



    (Yay ve İpek’ten)



    Şükrü SEVER

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt 03.07.2012 - 13:30

    korku! yüreği kül eden korku!
    tüm ölümlerin izini sürüyor tende
    ...
    sorular sorular sorular
    cevabını sorgulayan sorular
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çelebi
    Hüseyin Çelebi 03.07.2012 - 12:08

    MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE BU GİTMEZ ARKADAŞ ERİK YERMİSİN DEMİŞ KURUSUMU YEŞİLİMİ VAR İKİSİDE YOK AGZIN SULANSIN DİYE DEDİM DEMİŞ ORTADA ŞİİR FİLAN YOK HÂŞÂ İKİ ALLAH OLSA BİRİ KAR YADIRACAĞIM DER BİRİ YAGMUR YAGDIRACAĞIM DER BU NİZAM İNTİZAM DEVAM ETMEZDİ NE OLUR KENDİNİZİ KANDIRMAYIN ALLAH BİRDİR

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta