anlamanı isterdim;
genç yaşta ölenlerin
sahipsiz aldanışlarını
çığ olup düştüklerinde yollara
ve yollar insafsız
bir cani olunca,
yağmalanan asfaltları...
neden dövüşür Don Kişot
ruhsuz bir yeldeğirmeni ile
üstü başı paramparça
döner apansız evine
yine de yılmaz mücadeleden
çarpışır yenilgiyle...
Bedreddin ağaca asılır
çırılçıplak bir kefene sarılır
değişir mi dünya?
hiç değişmiş miydi?
anlamanı isterdim,
kurulan düşler silinmiş miydi?
ah ki silahını terketmiş sevgili!
gidişinde ki mesafeler,
durdurulmaz buyruklar kuşağı
senki bedeni deşen
bir azrail zırhlısı
öyle öfkeli
öyle yılgınım ki
ölmeden yakalarsam
uçurumlara atmalıyım seni...
anlamanı isterdim;
Tolstoy'un yalnız ve fukara ölümünü
uzamış sakalıyla söylediği,
nehir şarkılarını,
yine kendisinin dinlediğini...
sahi neydi Deniz'i
ipte sallandıran?
yaşı yirmibeş iken hayattan alan?
son isteği sorulduğunda,
Rodrigo'nun gitar konçertosunu dileyen
bir adamı,
ne ile suçlayabilirdi bu insanlar?
ne ile sevgili?
senki kuşatılmış bir çöldün
kurtarılmış bölge
anlayamadığın masallarla,
cevapsız sorularla
çekip gittin
tükenip bittin
sorular bitmedi sevgili!
Kayıt Tarihi : 27.1.2009 23:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
4 Ocak 2009
gidişinde ki mesafeler,
durdurulmaz buyruklar kuşağı
senki bedeni deşen
bir azrail zırhlısı
öyle öfkeli
öyle yılgınım ki
ölmeden yakalarsam
uçurumlara atmalıyım seni...şiirinizi mısra mısra irdelemek istiyorum...ancak zaman o kadar darki...bu şiir özünden sözüne bağlanan bir gerçek!...öyle yalın öyle dolu dizginki !...sevginin barışın bir kaosta nasıl göz göre göre sebepsizce eridiğine çıplak bir gözle ortaya çıkarmasının çarpıcı adaleti....kaleminize hayranım!
çekip gittin
tükenip bittin
sorular bitmedi sevgili!
Diline saglık
TÜM YORUMLAR (2)