Bilemem antik kentlerin sütunları
Binlerce yıl boş bir mabedi neden bekler?
Mahir taş ustaları yontarken bunları
Yoksa, her mermere bir yürek mi ekler!
Kaldırım kenarında toz içinde
Titreyen gelincik niçin gülümser
Bir ayak ezerken eli cebinde
Aşkları da devrilir mi derbeder
Sorular, sorular beyin acıtır
Sorular her biri -sanki- kırk satır
Ağaç kovuğunda serazat kırlangıç
Akşamın esrarına nasıl erer
Cevap ver bana kafamdaki ak yargıç
Bir gövdeye bir evren niçin girer
Akvaryuma mahpus onca balık
Nasıl kanar kahrolası bir aynaya
Sokaklarda cüceleşen kalabalık
Niçin ansızın veda eder dünyaya
Sorular, sorular beyin acıtır
Sorular her biri -sanki- kırk satır
Kayıt Tarihi : 19.6.2006 15:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yolda gezerken, sokak aralarında harabe evler görürüm kimi zaman. Kimi zaman da harabe kentleri gezerim. Bazen asfaltın dibinde bulduğu küçücük bir toprak birikintisinin arasından bize gülen bir gelincik. Kırlarda özgürce dolaşan bir kırlangıcın huzuruna nasıl ereceğimi bilemem. Anlamam; insanın balıkları kendilerini denizde sandıran akvaryumları icat etmelerine rağmen, bu dünyadan hep apansız, hep acı içinde kalarak ve arkadakileri acılar içinde bırakarak gidiş nedenlerini... Vicdanıma soruyorum o da cevap veremiyor. Beynim acıyor, kırk satırla parçalanıyor gibi...
Sevgimle
TÜM YORUMLAR (11)