hayat denilen o ağır yük
kocaman ellerimle çizdiğim bu boşluk havaya
sen, benim başlamak diye bitirdiğimsin
kınalı eller arıyorum şimdi, yokluğunun duldasında
bilmiyorum, gemiler kaçıncı seferden dönüyor
işçiler yüklenmiş, kırbaç gibi geleceği
ellerim büyüyor, tutamıyorum
hangi çiçeği yolsam, kökü sana çıkıyor
kırık bir sazla avunarak
yokluğunu topluyorum avuçlarımdan
ellerini cebinden çıkar
çöz, içimdeki düğümü
konuş, bahardaki kelebeği
düşümdeki resimden çıkararak
başlasın artık, şarkıların düğünü
karaya vuran balıklar
karaya vurdukça
akla zarar verecek aşklar
sevme beni, seyret
kumral şaşkınlığımı bir de
bu şehir beni kendine benzetiyor
gün akşamdan sonra beni bulmak zor
kendimi çıkarıyorum, gündelik telâşlarımdan
sana alışmak; metafor
kurduğum bütün cümlelerde
dokunduğun her yer, orman oluyor
ağaçlar, cennet bahçelerinde
gün, salyalarıyla iniyor
yağmurlu akşamlarla kuşlar giyiniyor
seyret beni
salkımlardan düşler damlıyor
suların sere serpe gündüzü
yılgın atlar koşuyor, bitkinliğimden
karar ver; ölmek mi, kalmak mı?
hangisi daha zor?
23 Mart 2016 Çarşamba / İstanbul
Halil IşıkKayıt Tarihi : 24.3.2016 00:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!