Sorma Nerdeyim,neyim.. Şiiri - Kürşat Su ...

Kürşat Sungur
92

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Sorma Nerdeyim,neyim..

Yitirdiğin umutların ertesi sabahıyım
Hiç kimseyi görmek istemediğin zamanlarda
Kendini hapsettiğin odanın kapısıyım ben
Hayatla arana çektiğin perde
Çalar saatlerin biçare çınlayıp durduğu
Yılgın ve bi o kadar çaresiz kaldığın günlerde
Başına çektiğin yorganım boylu boyunca
Gece yarıları yastığına boncuk boncuk döktüğün gözyaşıyım
Ben bitip tükenmek bilmez bir ağırlığım sana
Yüreğinin orta yerinde yükselmiş bir gazel yığınıyım
Ben sende darmadağınığım..
İlham olmak isterdim oysa
Saksında açan çiceklere
Bahçende ôten kuşlara

sarı ışıklı sokaklarında şehrin
Cam kenarına oturup izlediğin
Lapa lapa karların yağdığı
Bir an olmak isterdim

Bacasında tüten dumanın hayat verdiği
Parıltılı kartpostallar gibi kaldım ôylece
Atmaya kıyamadığın kitapların arasında
Beceremedim bir türlü, gülüşümü yüreğine resmetmeyi
Kabul gôreceği günü bekleyen dualar gibi asılı kaldım gökyüzünde
Avuçlarının arasında ısınan bir bekleyiş
Gözlerinin içinde durmadan kanayan bir hüzün oldum hep
İksirini bulamadım seni güldürebilmenin
Yeniden başlamanın anahtarını..

Hatırlamak istediğin zaman,
Çevir gözlerini gecenin karanlığına
Ayın ve yıldızların olmadığı her yerdeyim işte
Ben sonsuz kere sonsuz bir siyahım senin gözlerinin ufkunda
Dayanabilirim sandığım bir mesafede,
Son kez nefes alıyor gibiyim her seferinde
Ölüm bir kaç saniye
Yaşayamamak yıllarca sürüyor gülüm
Hasretinle..
Kapının önünden her mevsim
Akıp giden o ırmağa bırak beni usulca
Kayalara çarpa çarpa, bin parçaya bölünerek
Kaybolup giderim belki bir büyük denize doğru
Aramızda sır olur yokluğum
Ve yahut hiç olmamışlığım aslında

Sokağın ortasında duran akasya ağacına
Gece yarısı düşen bir yorgun mermiyim
İstemeden rastladım acına
Balkondan atlayıp giden kedinin
Ayak sesiyim
Hissetmedin bile nefesimi tuttuğumu
Ellerin ne güzel yakışırdı oysa omzuma

Ben senin kürek çektiğin kayıktan,
Denize düşmüş bir saatin yelkoğanıyım
En son bunu getir hatrına
Susmayı ve beklemeyi öğrendiğim imtihanlarda
durdurdum hep zamanı, seni düşünerek
Hayatın olağan akışına uymayan bir biçimde
Sevdim.. sevdim.. sevdim
Bu yüzden çoğalıp gitti susuşlarım içimde
Senin duvarlarında fermanlar asılı
Benim kanatlarımda avcıların izi
Bütün yolların ölümle kesiştiği
Bir yere geldim..
Ben senin biraz da uçurumlarının kıyısıyım
İbrahim'in atıldığı ateş
İsmail'in boynuna dayanmış bıçak
Yusuf'un kör kuyusuyum
Hiçbir zaman görmeyeceğin rüyayım ben
Hikmetini anlayamadığın
Ashab-ı kehf uykusuyum
Asırlar sonrasında uyan bana bir sabah
Kendi içinde sürsün bu yolculuk bin yıl daha
Ben senin ruhunun göğe yükselen,
Sessiz vaveylasıyım
Bütün kırılmışlığını alıp yanına,
Hicret ettiğin çöller içinde uzamış
Ağaçların kederli gölgesiyim
Hiç çıkarma hatırından mahşere kadar
Sevdiceğim
Ben senin yüreğinin derinliklerinde
Bir Kerbela yas'ıyım....

Kürşat Sungur
Kayıt Tarihi : 23.8.2023 14:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Güzel demişsiniz
    dilinize sağlık
    beğeni ile okudum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)