Sorma Şiiri - Volkan Kırımlıoğlu

Volkan Kırımlıoğlu
17

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Sorma

Hıçkırıklara boğuluşumun bilmem kaçıncısındayım
sebebi sensin desem yalan olmaz,
haykırışlarımın hafif hafif kendimden geçireceği anlardayım,
tarih kitaplarının yazacağı yüreğimin kıyısına çarpışlarında,
vurma dedim yüreğimin gamına! vurma!
dinlemedin, geldin ve yaktın ve kanattın en derinlerimi!
Sorma!!!

Ablamın parmağına kıymık battı,
bir kedi ağacın tepesine tırmanırken mahsur kaldı,
Celalettin ağabeyimin eli bana kestane yaparken yandı,
gölde boğulmak üzre olan bir balık gördüm içinde sendeki sevgiden fazla oksijen vardı,
ayağında bir çarığı dahi olmayan yetimler gördüm, gözlüğümün ardına saklandım da ağladım, ağladım, ağladım…
Sorma!

Bir çocuk, kendi yaptığı zaman makinesiyle geçmişe gidip büyük dedesine hesap sordu,
Nesli tükenmiş hayvanların dünyaya geliş gayelerini anlayışımız bir hayli uzun sürdü,
ülkemin doğusundan batısına yüzlerce kilometre yol giden otobüslerin geçici ihtiyaç molası verdiği, bu otobüslerin durağı olmasa kimsenin uğramayacağı bir tesiste,
üzerinde annesinin göz nuru ile ördüğü hırkasıyla geleceğe umutla bakan bir gözlemeci çırağı kadar bile kalmamıştı hevesim…
Sorma!

Bir grup yabancı, bir adada mahsur kaldıklarında hayatta kalma mücadelesi verdi,
ben onlardan daha aç, ben onlardan daha susuz kaldım sen gidince! Umursamadın!
Umursama!

Bir bilgisayar oyununda kaybolan bir karakter, gerçek dünyada uyandı,
aşkı sorguladı halimi görünce!
Bu kadar acıtır mıydı ki aşk? dedi… Acıttın!
Sorma

Bir ressam, tuvaline dokunan eski bir fırça ile zaman içinde yolculuk yaptı,
bir meteor yağmuru, küçük bir kasabada ilginç değişikliklere neden oldu,
bir kitap kulübü, okudukları gizemli bir kitabın içinde buldu kendilerini,
bir bilim insanı, icat ettiği cihazla başkalarının rüyalarına girdi,
bir sen gelmedin bildiğim halde bindiğin treni,
beklediğim kasaba istasyonuna,
elimdeki kitapla,
arada bir rüyalara dalsam da,
yine de bekledim seni! Gelmedin!
Gelme!

Bir müzede sergilenen antik bir obje, ziyaretçilere garip rüyalar göstermeye başladı,
köşedeki karadeniz lokantasının garsonu, müşterisinin siparişinde gizemli bir not buldu,
yıllardır derece alamayan sade bir sporcu, bir anda sadece tersine koşabilme yeteneği kazandı, işler tersine gitmese de yine de derece alamadı, zaten hiç bir yarışmaya da katılmamıştı,
Zeki Mürenin eski bir filminde bahçıvan, bitkilerinin konuştuğunu keşfetti,
Sular duruldu,
kuraklık başladı,
iklimler isyan eder gibi birbirine girdi.
Dünya bile anladı seni nasıl özlediğimi,
bir sen anlamadın!
Anlama!

Bir dilenci, aslında kayıp bir varisin tahtını reddeden prensten başkası değildi.
Sefa, yazdığı şiirlerin gerçek dünyayı etkilediğini keşfetti, bir daha yazdı, bir daha ve bir kaç yüz milyon kere daha!
Aslında her yazdığında tek değişen kendisiydi!
Bunu anlaması da uzun sürmedi!
Bir çay ocağında yeni işe başlamış çırak demin kıvamını tutturmaya çalıştı, ama asla Orhan usta gibi tutturamadı! Tutturamazdıda!
Sorma!

Bir öğrenci, ders kitabında bulduğu eski bir harita ile gizli bir hazinenin peşine düştü,
bir astronot, uzaya gittiğinde başka bir boyuta geçti,
bir bilgisayar programcısı, yazdığı bir kodla yapay zekanın duygular kazanmasına neden oldu ama senin bana yaşattığın duyguları asla yaşatamadı,
bir marangoz, ahşaptan yaptığı bir oyuncağın canlanmasını izledi, yalan söylemesine dayanamayan yüreği uzadı gitti,
İsmail bile bıyıklarını kesti, gerçi bunun kıymetini kimse bilmedi!
bir hırsız, çaldığı bir tablonun içinde gizlenmiş başka bir tabloyu keşfetti, bir şeyleri çalan sadece sen değilmişsin oysa,
bir şehir, ani bir elektrik kesintisi sonrasında tamamen kayboldu, yüreğimin elektriğini kimse söndüremedi senin gibi! Sen söndürdün!
Sorma!

Volkan Kırımlıoğlu
Kayıt Tarihi : 2.4.2024 22:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!