Soruyorum sana ey güzel insan!
Sen dünyamın neresindensin,
Boz bulanık akan suyundan mı
Ulaşılmaz karlı zirvelerinden mi?
Yoksa hırçın kayalıklarından mı
Kuş uçmaz kervansız yollarından mı,
Ya da aksi bir ihtimal daha var
Çamura bulanmış tarafından mısın?
Doğruyu söylemen için illaki bana
Kalın pensle tırnaklarını mı sökeyim,
Teninden kan mı damlaması gerekir
İnce bıçak ucundan süzülen bedende.
Başıma üşüşen karıncalar beynimde
Et bırakmadılar bir parçacıkta olsa,
Söylesene sen nesin, duyamıyorum
İçini fareler kemirdi kulaklarımın.
Ey insan! ... Zulümden gayri bir şey
Bilmez misin sen şu yalan dünyada,
Çocukların gözlerine korku doluyor
Neden seni hep karşılarında görünce.
Yaptığın iyilikleri anlat varsa eğer
İncitmediğin kişi kaldı mı ortalıkta,
Olmayan şey nasıl söylenir değil mi
Sanırım ruhuna işlemiş canilik senin.
Ahh! İyi bir insan olabilseydin eğer
Ne güzel olurdu şu yaşanası dünya,
Ama sen kana ve pisliğe, kahpeliğe
Buladın canlının yaşadığı her yeri.
Başkalarını aşağılamak ve incitmek
Kahrolası rahatlık mı veriyor sana,
Rahatlığın daha kaç kişinin kaç
Huzurunu bozacak yeryüzünde.
Sana ne yapayım haydi ben şimdi
Kahkahaların kaç kişiyi ağlatacak,
Zulümlerden zulüm mü istersin
Ölümlerden yaşanılası ölüm mü?
Gülüyorsun gözlerin kan çanağında
Sen hala semâya parlayan gözlerinle,
Bu halinle bile acı veriyorsun bana
Aynı çektirdiklerine yaptığın gibi.
Alaylı bakışların deli ediyor deli
Divane bülbül oldum âşık misali,
Adam olmazsın ne yapsam sana
Boşa kürek çekmekteyim yelkende.
Anladım ki sonunda ey insan! ...
Sen beni öldürürsün artık kesin,
Vazgeçtim senden her şey boşuna
Bu sorgu boşa vakit harcamak sana.
Kayıt Tarihi : 11.3.2006 20:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!