'Hangi deniz, hangi mavi aradığın,
Okyanuslar aşılırmı, sor yüreğine! ..
Koy yastığa başını, tut nefesini,
Sonra, bir daha bak, bak gözlerime..'
İki yüzlü, iğrenç ütopyasında yaşamın, sana en sağlam yontuyu bulmak isterken geçmişin derinliklerinden, ellerinin yörüngesiyle ulaşmışım bugünlere. Sırtımda taşıdığım bunca sevdanın kahır ezgilerinde yıllarca seni düşürmeden dilimden, yürümüşüm zamanın dikey limitlerine.
Ne zaman sana ulaştığımı sansam, ne zaman ellerini hiç bırakamayacağım yalanlarına aldansam, ne zaman gözlerinin girdaplarından bir anka kuşunu kurtarsam, yanılgılar kuşattı çevremi. Sevgilerin kucağında büyürken aşkımız oturup konuşamadık başbaşa seninle. İçimizdeki ihtirasların deli tufanlarında arzularımızı yarınlara erteledik. Yıldız diledim saçlarına göklerden. Bulutları kızdırdı sevdam, yağmurlar yağdı günlerce üzerimize.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.