Sokağın tadını alıp
Çıktığımda ilk
Delişmen bir uçurtmaya benzetmiştim kendimi.
Yere değmişti bir kere ayaklarım
Büyüdükçe yürüyenlere benzedim!
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Sesinize,dilinize,yüreğinize sağlık hocam...Ayaklar yere sağlam bastığında,her şey gün gibi ortaya çıkıyor değil mi?Daha bir aydınlık ve net görüyorsun,ses oluyor sonra 'şeyler'..
Ne ararsak görürüz doğada bir parçamızı...Kimi zaman uçurtma kimi zamansa gülen bir çiçek ya da ağlaya bir dere..
Parçalar birleşince oluşan 'ben'eşi yok tabi...Hangisinden kaç gr. aldığımızı ancak kendimiz biliyoruz.
Ya da kendimizi, ancak kendi sesimizden kendimizin tanıyacağını.... Eee yalan değil ..Çok güzeldi...
Sade duru ve yine derin bir anlatım Mustafa Hocam...TEBRİK EDERİM.SAYGI VE HÜRMETLER...
İçe doğru bir yolculuk, kendiyle başbaşa kalması insanın, arama ve bulma.
Öyle hissettirdi şiir, birine söyler gibi ama muhatabı kendisi olan.
Bu hatırı sayılır uzun aranın sebebi belli oluyor hocam. Uzun bir seyahatteymişsiniz kendinize doğru.
Şiir, o zaten gönlünüzden dökülen her söz gibi yine muhteşemdi. Saygılarımla değerli hocam.
Yüreğinize sağlık.
Havamız, hangisi benim dokuna biliyor muyum, duyabiliyor muyum sesime. Rengim fena sayılmaz ağız burun gölgem yerinde. Ama sesim... Sesim aram hiç iyi olmadı. Korktum ve ressam olmaya karar verdim. Şimdi saz öğreniyorum sazın sesinden yardım alıyorum. Sesime benzemek istemiyorum. Sesimde korkularım var. Ruhumun kırıklıkları, hayal kırıkları. Bu yüzden sessiz sedasız duruyorum, konuşmuyordum kendimle. Ama öğrendim notaları. İdare ediyoruz şimdi. İdare ediyorum. Sokağa çıkıp sese karışıyorum insan seline ve bir ipe tutunup bir uçurtma gibi gökyüzüne süzülüyorum. Tüm seslerin yüzü havaya yaslanıp delişmen delişmen süzülüyorum. Eksilen sesler mi ağladık ya çokça uğurladık ya konuşamayacağımız zamana. Ben kendim için ağlayamayacağım ben kendimle konuşacağım kendimle konuştuklarımla sonsuzluğa.
Havamız, hangisi benim dokuna biliyor muyum, duyabiliyor muyum sesime. Rengim fena sayılmaz ağız burun gölgem yerinde. Ama sesim... Sesim aram hiç iyi olmadı. Korktum ve ressam olmaya karar verdim. Şimdi saz öğreniyorum sazın sesinden yardım alıyorum. Sesime benzemek istemiyorum. Sesimde korkularım var. Ruhumun kırıklıkları, hayal kırıkları. Bu yüzden sessiz sedasız duruyorum, konuşmuyordum kendimle. Ama öğrendim notaları. İdare ediyoruz şimdi. İdare ediyorum. Sokağa çıkıp sese karışıyorum insan seline ve bir ipe tutunup bir uçurtma gibi gökyüzüne süzülüyorum. Tüm seslerin yüzü havaya yaslanıp delişmen delişmen süzülüyorum. Eksilen sesler mi ağladık ya çokça uğurladık ya konuşamayacağımız zamana. Ben kendim için ağlayamayacağım ben kendimle konuşacağım kendimle konuştuklarımla sonsuzluğa.
Tümevarıp herkesleşen, tümdengelip kendileşen bir bireyi pek güzel tariflemiş şiiriniz...
İlhan Berk' in de dediği gibi; "Ve herkes bir gün gider; insan kendine kalır sonunda..."
Derin ve duru dizeler...
Yüreğinize, emeğinize sağlık Mustafa Bey,
Selam ve saygılarımla.
Mânâ arayınca civan...Yorum yapılmış yoldaşı
Yazı oluşunca vatan, Kalem olmuş vatandaşı.
Nokta arayınca civan...Virgülü bulmuş yoldaşı
Kitabı yapmışlar vatan, Kelâm olmuş vatandaşı.
Yani......bir soluk alalım dedik, hoşçakal demeden önce...
TEBRİKLER...yüreğinize sağlık sn şair Mustafa BAY
En derin hürmetlerimle...başarılar dilerim...
Her şey gönlünüzce olsun..esen kalınız her daim.
Bu şiir ile ilgili 78 tane yorum bulunmakta