Yağmurlu bir Nisan sabahı,
Yine cebelleşiyorum umutlarımla.
Sitemim yıllara değil;
Artık var olmayan aklıma
Ve hala var olmaya çalışan umutlarıma…
Yalanmış sevgi denilen şey.
Aşk da öyle böyle bir şeymiş işte; sıradan.
Hayalmiş yıllarca hayali kurulanlar,
Yaşanmazmış yaşanılmayı umulanlar,
Hissedilemezmiş sevgi en derinde,
Gerçekleşmezmiş hevesler,
Aslında darağacına giden yolmuş
Beraber girilen hayat yolu.
Sevda değilmiş adı konulan yolculuk.
Ve mutluluk;
Anlık bir hevesten ibaretmiş.
Geride bıraktıklarım geliyor hatırıma.
Bu yolda feda ettiklerimi,
Uğruna gözümü bile kırpmadan verdiklerimi,
En acısı da vazgeçtiklerimi hatırlıyorum.
Sevemediklerime mi yanayım?
Yoksa yapmak istediklerime mi yanayım?
“Senden önemli mi? ” dediklerime mi,
Yarına bıraktıklarıma mı,
Ya da hiç yapamadıklarıma mı yanayım?
Kime sitem edebilirim,
Kimi kime şikâyet edebilirim ki?
Bendim kendi cellâdım.
İddianamemi suna savcı da bendim,
İdam kararımı veren hâkim,
Hatta aynı mahkemede sanık sandalyesinde ki mahkûm da bendim.
Kendim kestim kendi boynumu.
Hangi limana sığınayım?
Hangi denize demir atayım?
Söyleyin bana;
Daha dün rüzgâra küfürler savururken,
Şimdi hangi yüzle rüzgârla beraber savrulayım…
Umutsuzluk koydum mutluluğun adını.
Sevginin adını felaket;
Aşkın adını hıyanet;
Ahitleşmenin adını da ihanet koydum artık.
Amacım aracım olsun.
Gidiyorum bu diyarlardan.
Sen: Adını bile koyamadığım!
Senin olsun geride bıraktıklarım.
Arzu ettiğin gibi yaşa.
Kimseye bir şey sorma sakın.
Yalan yere,
Desinler diye ağlamaya da kalkma sakın.
Ben gideyim de;
İçindeki sen mutlu olsun.
İster gözüne yaşlar dolsun,
İster kalbin sızıdan solsun,
Hep bişeyler isterdin ya;
Sana tek söyleyeceğim:
Gözünü toprak doyursun…
Kayıt Tarihi : 5.5.2010 14:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)