Önümde ürkek bir fener peşinden gidiyorum.
Yaklaştıkca uzaklaşıyor,uzaklaştıkca zayıflıyor,
Aklımda hep,ne zaman aydınlık var.
Uzaktan uzağa kulağımda zayıflayan nağmeler,yavaş yavaş coşar.
Keskin kokular,bulutlarda,hep hasretin türküsünü söyler.
Senin kokunmu bilmem,ama,zaman zidana pervane,
Kendini bileyen bıcak gibi,bitime,sona biliyor kendini.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!