Yüreğim, güvercinlerim gibi,
Özgürlüğe uçmak için, palazlanıyor.
Zindan olan, günlerimden kurtulmaya çalışıyor.
Gönlüm aşkın hicran tellerinde,
Bir türlü akort tutmuyor.
Etraf, zümrüt yeşiline bürünmüş olsa da,
Sol yanım, is dolu, kara matemde demleniyor.
Yar düşüncelerime, adım bastığı, andan beridir,
Her an, ikimiz için, dualar ediyor,
Adeta bulutlar üzerinde, ibadet ediyor gibiyim.
Kalemim, düşüncelerimden fışkıran,
Kelamları mısralara, döker oldu.
Ve
Satır satır, fikrimin temasında,
Kavuşamayan kara sevdalılar diye,
Roman yazmaya başladı.
Onsuz geçen günleri düşünürken,
Duydum ki o geleceğim, demiş.
Ne güzel bir müjde Rabbim!
Bu eşsiz müjdeyi verene,
Ne verirdim?
Canımı bile verirdim.
İşte o an, be o an,
Kalbime gökkuşağının,
Tüm renkleri dolup,
Dermansızlığı mı unutturdu.
Bir an, bizi hayal ettim.
Yasak olan aşkımızı,
Vuslatsız kaderimizi,
Aslında hicranı,
Çoktan yakardım da,
Lakin çıkmaz yollardayım.
Memnu aşk-a tutuldum diye,
Mantığım, beni dizginleyip,
Duygularımı tarumar ediyor.
Bir gün, deli gönlüm,
Biliyorum ki fren tutmayıp,
Ferman dinlemeyecek.
Onun içindir ki ondan,
Durmadan kaçıyorum.
Bahçemde ki sardunyalar,
Hazana yenik düşüp,
Boyun bükmeye başladılar.
Benim gibi, zamana yenik düştüler
Güllerimde, bir bir, solmaya yüz tutar oldular.
Şimdi notalarım da, hüzün makamındalar.
Yârimi görmeyeli, çok oldu çok!
Aynalara küstüm.
Takvimlere bakmaz oldum.
Saatler, zaten bana yabancıydılar.
Çünkü onunla olduğum zaman,
Pervane gibi, geçiyorlar diye,
Tüm saatlerimi, ya bir tarafa attım,
Ya da, on ikiye on kalaya ayarladım.
Yani, hep aynı zamanı göstermekte, meşguller.
Ara, sıra görüşüyoruz.
O’na, haykıra haykıra,
Ne çok özlediğimi,
Ne de sevdiğimi, bir türlü söyleyemiyorum.
Hiçbir şeyden, korkmayan ben,
Gururuma yenik düşüp,
Korkudan ödüm patlayacak gibi, oluyor.
Utkum tutuluyor.
Papağan gibi, susmak bilmeyen ben,
Sessizliğe bürünüyorum.
Ve
O yanımdaysa eğer, bildiğim her şeyi bile, unutuyorum.
Hoş unutmasam ne olacak?
Yahu konuşamıyorum be!
İçimden hep, şu an, aşkımı haykırsam falan gibi,
Şeyler geçiyor ve kafamı ağrıtıncaya kadar,
Düşüncelere dalıp gidiyorum.
Kalbim ve beynim her saniye, gelgitteler.
Tek tesellim, onun bana verdiği,
Ağrı kesici etkisi yapan, eşsiz sözleri oluyor.
Aşkı tenimde can,
Ruhum da heyecan.
İki Cihan’ da onu seveceğime söz vermişken,
Bu kalpten nasıl çıkarabileceğim?
Diye diye, düşüncelere dalıyorum.
Ve
Durmadan, bıkmadan, usanmadan,
Lal olmuş dilimde, ismini zikrediyorum.
Canıma, can katan, sevda adamımın,
Gözlerini hatırladıkça,
Kâbe de tavaf ediyor gibi, oluyorum.
Sesini duyunca, duygu notalarım,
Neş-e makamından eserler çalıyor.
O’nu her düşündüğümde,
Ruhum da var olan,
Saflık yüzüme ayna gibi, yansıyor.
Tenime ayna,
Gözlerime şems,
Bedenime canlılık katan o varken,
Nemrut dağına çıkıp doğan güneşi,
İzlemeye yok gerek.
Çünkü o, ah o var ya!
Her an, ayna cemalinde,
Büyük saadetler eşliğinde,
Seyretmeye nail oluyorum.
0’na sesleniyorum!
Duysun sesimi,
Görsün halimi,
İçimde kendisini bulsun!
Damarlarımda akan, kanım gibi,
Ruhumda var olan, canım gibi,
Tüm benliğimde olan, toprak gibi,
Günün, yirmi dört saati, bende var oluyor.
Aşkımızın mertebesi, nedir?
Hiç düşündünüz mü?
Düşünmediyseniz ve düşünüp çözemediyseniz,
Kulak verin, fısıldıyorum dinleyin!
Aşkımızın mertebesini biliyorum.
Biz, birçok, hicrana dem salan,
Kavuşamayan kara sevdalılar, gibiyiz.
Bizin aşkımızın adını,
Bulmak istiyorsanız eğer,
Size bir ipucu vereyim.
Sekiz harfini yan çevirin.
İster sağa yatırın, ister sola!
Şimdi anlayacaksınız.
Anladınız mı?
Anlamadınız mı?
“Simgeyi”
Gördünüz mü?
Sonsuzluk…
Kayıt Tarihi : 9.10.2012 21:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bilgehan Emirşanoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/10/09/sonsuzluk-133.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)