Ben yağmur tanelerinde,
Senin adını aradım, sanki her düşen damla
Gizlediği bir sır gibi bana senin öykünü anlatıyordu.
Kayıp ülkeler kurdum zihnimin sınırlarında,
Ve her birinin başkenti sen oldun.
Gözlerinin rengiyle boyadım her ağacı,
Saçlarının kokusunu ekledim rüzgarların esintisine,
Ama seninle konuşmak yerine sustum hep.
Çünkü kelimeler yetmedi sana,
Gözlerim, dudaklarım yetmedi
Bir umudun en yüksek noktasından
Düşerken buldum kendimi,
Ama senin göğsün yastık oldu her çöküşe.
Bir uçurumun kenarında bekledim,
Ellerini uzattın ve ‘gel’ dedin,
Bense düşüşteki özgürlüğü tercih ettim.
Her sabah doğan güneş, sana uyanışlarım oldu,
Ama ben hep geceyi sevdim, karanlığını.
Belki de gecenin en sessiz saatlerinde,
Senin varlığını hissetmekti en büyük mucizem.
Yanlış zamanda tanıdım seni,
Doğru zamanın var olmadığını bile bile.
Bir gölge gibi peşinden yürüdüm,
Sen ışığım oldun, ben ise geceyi bekleyen
Ne olurdu sanki, biraz daha geç kalsaydık?
Zamanın bile karıştığı bir evrende,
Kaybolup birbirimizi yeniden bulsaydık,
Yıldızlar senin adını fısıldarken.
Bitmeseydik
Ve belki de en sıradışısı buydu;
Seni sevmedim, seni yaşadım.
Aşık olmadım sana, sadece varlığında var oldum.
Biliyordum, bir yanılgıydı bu;
Ama her yanılgı, seni yeniden sevmek için bir sebepti.
Anlıyorum seni
Anlıyor musun...
Sefa çelik
Sefa ÇelikKayıt Tarihi : 26.10.2024 20:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!