Bazen hayatta; aklın, mantığın almadığı yaşamlar yaşanır. Duygular sislenir, gözler kararır ve düşünceler körelir. Bazen de kararan düşünceler aydınlanır; renk cümbüşü haline gelir. Düşler kurdurur, ütopyalar canlanır içinde. Ve sen, unutursun çevrendeki gerçekleri. Yaşarsın kendi küçük dünyanda.
Dünya kurulalı; ne güneşler doğmuş, ne güneşler batmıştır yeryüzünde…
Dünyada, hayat olduğunda; güzellikleri ve çirkinlikleri de beraberinde getirmiştir. Tarihler boyunca, yalanlar ve gerçekler üzerine ne oyunlar oynanmıştır üzerinde. Bir küçük sözle, büyük savaşlar olmuştur. Bir karış toprak için nice hayatlar harcanmıştır. Ne hainlikler türemiştir; kendini kahraman gösteren. Ne kahramanlar gelmiş, gönüllerde yer etmiş; ölümsüzleşmiştir.
Okyanustaki güneşin, sonsuz renk dansı gibidir; hayatın oyunları ve gerçekleri. Bazen göklere uçurur, bazense bataklığa götürür. Bazen gönüllere konar, bazense gönülleri kırar. Hayatın içinde yaşanan; gelip giden küçük oyunlardır yaşanan.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman