ne zaman utansan yüzünün kanı çekiliyor;
yağmur bir ağacın dallarından yere düşürüyor seni.
Zaman seni birden bire eksiltiyor,
sen usul usul tamamlıyorsun kendini.
derler ki ay bütün ağaçların adlarını bilir ,
çıplak dalların, yeşillenmiş hallerini
tüm çiçeklerin kokusunu, yemişlerin tatlarını bilir .
bilir toprağın ölüleri nasıl dirilttiğini.
yeni doğmuş bir bebek gibi pembe tenin
saçlarında kuyruklu yıldızlar, kayıp gidiyor
ne zaman yağmur yağsa yoluma düşüyor yüzün
bulutların arasından sesin kanıyor .
beni bir kez ay öptü, çürüdü dudaklarım
kollarımdan sıyrılıp gitti dağın ardına
tenimde yanıklar bir hilal gibi kıvrım
gözlerimde boş, ışıksız bir yansıma ….
Ocağa köz diye koydular seni
bir ibrişimle bağladılar evlerin damına
düştüler hüznüne, kanıp yarımlığına
bir kuş kafesine koydular seni …
ne zaman baksam, içime gece iniyor
yıldızlar kayıyor yolundan, çöllere düşüyor .
karataşlarla örüyorlar şehirlerin etrafını
sular da surlar da yükseliyor.
beni bir kez ay öptü, uçurumun kenarından
bir rüzgara salar gibi öptü,
dilimi törpüler gibi öptü,
ateşte döver gibi öptü.
Kayıt Tarihi : 3.1.2018 10:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
doğa, insan, aşk, tutku
![Dinçer Yurttaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/01/03/sonsuz-opus.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!