Sonsuz Huzura Yolculuk

Kimi alıp başımı,
Çekip gitsem diyorum,
Kuş uçmaz kervan geçmez diyarlara...
Veda edip şehrin asık suratlı insanlarına,
Birbirine dargın sevimsiz beton binalarına,
Ruhsuz yaban sokaklarına,
Elveda deyip bir akşamüstü ayrılsam,
Eşimden, çocuklarımdan saklı bir başıma,
Yayan yapıldak koyulsam yollara,
Ne haritam olsa yanımda, ne pusulam,
Bakıp gökyüzündeki öksüz yıldızlara,
Bozkırın bağrında kaybolup gitsem diyorum...

Az gitsem, uz gitsem,
Dere tepe düz gitsem,
Çıksam ulu dağın yücesine,
Yalvarsam seherlerde rabbime,
Kapansam gelinciklerle secdeye,
Solusam huzuru, sessizliğin sesinden,
Kapılıp yıldızların ilahi cezbesine,
Söndürüp ruhumdaki ölüm kaygısını öylesine,
Kapılıp gitsem diyorum, dağların beni çağıran büyüsüne...

Binsem seher rüzgarına,
Girsem ak bulutun pak koynuna,
Akıp gitsem aladağın doruğuna,
Dolup taşsam aşk ile damla damla,
Rahmet olup yağsam yer yüzüne,
Süzülsem toprak anamın imbiğinden,
Arınsam pasımdan, kirimden,
Pınar olup kaynasam bir kayanın dibinden,
Hem ağlasam hem çağlasam derdimi gelip geçene,
Desem hey güzel insan, dur da kulak ver hele sesime,

- Dem bu demdir, dem bu dem adem;
- Geçmen suyum içmeden,
- Hak diyelim, zikredelim gönülden,
- Hesap günü gelmeden,
- Biz dünyadan göçmeden,
- Gelin canlar biz geçelim faniden...

Ağzı dualı analarım, fistanlı bacılarım,
Eli kınalı kızlarım, edeb mayalı yavrularım,
Avuç avuç içseler benden, besmelelerle,
El alsam, sevdalansam taze gelinlerden,
Nefes alsam da dostun dostu erenlerden,
Süzülüp damla damla rahmet imbiğinden,
Mayalasam gönlümü sevdalı gönüllerden de,
İçimdeki hüzün o zaman sevince döner mi acaba?
Şu garip gönlüm sonsuz huzur ile dolar mı acaba?

Bişkek, 24 aralık 2008