Soner Çamlıdağ Şiirleri - Şair Soner Çam ...

Gönülleri incedir narin ipek gibi
Dokunmadan sökülür bizim elde kadın
Arı gibi çalışır yuva petek gibi
Üretir sevilince bizim elde kadın

Fedakar bir gül gibi dikeninde açar

Yıl 1938’de yas vardı Dolmabahçe Sarayı’nda
Saat 9’u 5 geçiyordu gönlümüzün karardığında
O’ydu, Mustafa Kemal’di, yatan ölüm döşeğinde
Unutulmadan anılacaktı dillerde 10 KASIM

Gidiyordu o yüceler yücesi büyük insan

Hüzünüm tazelendi son bahar akşamında.
Hasret yazıyordu kalemim mısralarımda.
Neydi yüreğimdeki sızı, adını koyamadım daha,
Sebebini görebilir miyim, uyusam düşlerimde.

Karardı gözlerim mehtaplı gecede.

Seven sevenden uzaklaşırsa
Söyleyin selamı esirgemesin
Unutmaz seven selamlaşırsa
Söyleyin selamı esirgemesin

Bil ki beklemekten usanıverir

Vatan borcu için giderler askere
Gözleri yaşlı niceleri kalır geride
Düşünür nelerle karşılaşır ileride
Yazıktır, kıymayın onlar bizim askerlerimiz
Üzgün ve yorucu geçer hep günleri
Emir verir onbaşı, yüzbaşı, teğmenleri

Hem ezik hem güçlü yıkılmaz yönleri
Üretken, ince, mantıklıdır düşünceleri
Hamur yoğurmaktan yorulmuştur elleri
Çalışmaktan ağrı bulmuştur belleri

Taşırlar üstlerinde en ağır yükleri

Geçen yıl geçmiştim aynı yerden
Yeşil ağaçlı ormanın dibinden
Esiyordu bahar meltemi serinliğinden
bu yıl fırtına savuruyordu yanmış küllerinden

Gözlerime doldu isle karışan küller

Dün gece yalnız bir ağaç gördüm
Ay ışığının yansıdığı dallarına yakından baktım
Kuşlar dünemişti, usul usul seslerini duydum
Yalnız olmasına rağmen mutlu rolü yapıyordu

Selvi boyu, eğik dalları çok güzel görünüyordu

Ömrümün o gencecik hayat dolu baharında
Bir çiçek gibi açtınız geç kalmadan zamanında
Acı günlerimi unutturdunuz hep oldunuz yanımda
Bırakırsanız elimi düşer, yıkılırım yavrularım

Çıkardılar gönül bahçemdeki meyveleri

Yalan yazı yazar isem
Sakın bana şair deme
Hakikati kazır isem
Sakın bana şair deme