Işıktı, sıcaktı, güneş doğdu.
Sağnak oldu, yağmur yağdı.
Gün doğdu, hava aydınlandı.
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
O hayatta bir rol almıştı.
Oynayacağı rol ''ezilendi''.
Hakkı ile oynadı, yıkılmadı..
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
Eziliyordu, ama yıkılmıyordu.
Yaşıyordu, nefes almadan.
Seviyordu, sevgi görmeden.
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
Babası vardı, ama babalık yapmayan,
Kardeşi vardı, kardeşlik yapamayan,
Kardeşi vardı, ağabeylik yapan.
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
Arzuları, yaşamak istedikleri vardı.
Tabiki, yaşatmak istedikleride vardı.
Olmadı, olamadı çaresiz yapamadı.
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
İş bulmuştu, artık bir işi vardı.
İlk görevi, son görevi olmuştu.
Sanki bir rüyadaydı, uyanamamıştı zaten.
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda..
Filmin sonuna gelmişti,
Arkasında acı dolu, bir yaşantı.
Ama alınacak, bir çok ders bırakmıştı.
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
Ya arkasında, sevdiklerim dediği.
O, onlara bir ışıktı, örnekti.
Tarih 22 ocak 2002, o artık,
O artık bir ışıktı, sönen fenerin ucunda...
Kayıt Tarihi : 1.2.2002 22:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!