Gelip kuşattığında alnını kırk yılın kışı,
Ve güzelliğinin meydanında derin siperler kazdığında,
Gençliğinin göz alıcı kibirli giyim kuşamı,
Dönüşür değersiz eski püskü paçavraya.
Derken sorulduğunda sana güzelliğin nerde diye,
O diri günlerinin definesi nerde bulunur,
Dersen ki derine çökmüş gözlerimde,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Sonelerin hepsini sevdim :)
Bu kadar anlaşılır olmak ve böylesine didaktik ve şiirsel olmak ,sanırım çeviricisinin mahareti...
...Naftalin doğru söylüyor Sinan bey.
...şu günlerde kutsama makinasına dönüştünüz.
...dost acı söyler.
...şairin ünü büyük donu küçük geldi bana
...bu kadar.
bazen yıldızları süpürürsün farkında olmadan,
güneş kucağındadır, bilemezsin.
bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür
göğsünde kuruludur orkestra, duyamazsın
koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın
uçar gider, koşsan da tutamazsın.
İngiliz şair ve oyun yazarını saygıyla anıyorum...
Büyüksün usta.
Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa
Pek anlamadım ama,Aşık Veysel'in türküsünü anımsattı.
O kadar güzel ve derin ki! Hayatı özümseyerek yaşayanlar bu dizeleri buruk bir tebessümle karşılayacaktır.
Hımmm..
''en az üç çocuk'' diyor sanırım şekspir usta da
:))
bir sone yazmak istiyorum....
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta