Böyle mi gelecektin sonbaharım?
Zavallı yaşlılığım;
Geleceğini bildiğim fakat beklemediğim.
Uzak dağların ardında kaldığı sanılan,
Dışlandıkça dışlanan.
İlkbahar dalları altında koşulurken,
Dalınırken durgun bir denizin masmavi sularına,
Yıkanırken ışığında sapsarı mehtapların,
Dinlerken gecekuşlarının seslerini,
Meğerse sinsi sinsi arıyormuşsun
Beni.
Neden şimdi kuşlar kuş gibi ötmüyor bana?
Neden akşamlara dönmüş gündüzlerim?
Neden içine düştüm böylesine zor günlerin,
Tadını yitirmiş tatlılıkların,
Sesini yitirmiş seslerin,
Neden tatlı bir şeyler
Arayıp duruyorum içinde
Sislerin?
Sonbaharın ilknbahara bu kadar yakın olduğunu
Bilemedim,
Her günümde bir başka yenigün bekledim;
Geçmiş günümden daha bir değişik,
Daha bir güzel,
Daha bir sesli,
Daha bir renkli,
Sanırdım ki; meyveli dallar gelip geçecek elime
Hevenkli.
Böyle mi gelecektin sonbaharım?
Dallarımın kopmuş yaprakları eteklerinde
Ve ellerinde, birikmiş yorgunluklar,
Kırgınlıklar, acılar, pişmanlıklar…
Ardında terk edip bıraktığın bir zaman;
Göz açıp görünceye,
Gönül verip sevinceye kadar geçen.
Seni böyle mi karşımda bulacaktım
Ben?
(MİTİL OSMAN isimli Serbest Şiirler 'inden > 29-30/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 27.8.2004 10:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!