Düşlerle sarılı bir sonbahar sabahı,
Hüzün yüklü bulutlar yavaşça gelir.
Yapraklar sararır, rüzgar uğuldar,
Ölümün sessiz nefesi hissedilir.
Ağaçlar yorgun, dalları bükülmüş,
Toprağa düşen yapraklarla süzülür.
Kırmızı, sarı, kahverengi tonlarında,
Mevsimin son nefesi gökyüzüne yükselir.
Güneşin solgun ışığına rağmen,
Bir soğukluk kaplar bedenleri.
Yaşamın dönüşü yokmuş gibi gelir,
Kuşlar sessizleşir, sessizleşir her yer.
Bakışlar donuk, yüzler solgunca,
Gölgeler uzar, gecenin hatırasıdır.
Bir melankoli çöker, yüreklerde hissedilir,
Ölümün yankısı ruhlara bir yara açar.
Uzaklarda çınar ağacı durur,
Yalnızlığı ile anlatır ölümü.
Kökleri derine uzanır toprağa,
Sonsuzluğa uzanan bir köprüdür ölüm.
Gülüşler hüzünle karışır, solgun düşer,
Yitik umutlar gözyaşlarına karışır.
Bir sonbahar sabahı, ölümün ezgisi çalar,
Kalplerde acı bir sızı, bir sessiz feryat bırakır.
Ve ben de bu şiiri yazarım şimdi,
Ölümün kollarında incecik bir sesle.
Sonbahar sabahında tükenişin hikayesini,
Yaşanan her anın ardından hissedilen gerçeği anlatırken.
Kayıt Tarihi : 26.6.2023 00:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!