Ne hal soran var ne de anlayan halden
Gençlik akıp gitti döneceği yok gittiği yerden
Su diye içtiğim bile zehirmiş meğer yarin elinden
Nefret eder oldum hem senden hem sana ait kalbimden
Hiçbir renk kalmadı gökkuşağında şimdi simsiyah kapkara
Herkes aşk denizinde yüzerken ben kıyıda garip bir fukara
Tek sığındığım dostum kaldı bir elimde çay bir elimde sigara
Ne kadar isyan etsem azdır o sözde en eski ve en vefasız dostlara
Ne kalmış bana senden bir buruk kalp ve bir yalan hikaye
Ama kızamazdım bir kar tanesi güneşi görünce eridi diye
Ben senin bir kar tanesi kadar soğukluğunu ve ıslaklığını sevmiştim
Bir gün yaz gelecek diye hiç düşünmemiştim
Her güz aynı dert; ürkütür beni o yere düşen yapraklar
Bence her birinin ayrı bir hikayesi var
Kimi sararmış solmuş kimi hala mis gibi kokar
Kiminin yerde bekleyeni var galiba atmış kendini yere
Kimi hala inat eder düşmemek için dalından
Ama kaçış yok bu bahar da toprak olacaklar
Ama asla utanmayacaklar yaşamış olmaktan
Tıpkı insanlar gibi…..
Kayıt Tarihi : 19.12.2012 15:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!